Trabzon
TRABZON TARİHİ YERLER
SÜMELA (MERYEM ANA) MANASTIRI
Maçka Altındere vadisinde yer almaktadır. Trabzon’a 47 km, Maçka ilçesine 17 km uzaklıktadır. Yolu asfalt olup ulaşımı kolaydır. Orman içi 300 m’lik yaya yürüyüşü vardır.
Trabzon’un Maçka İlçesinin Altındere Köyü sınırları içinde, Altındere vadisine hâkim Karadağ’ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine kurulmuş olan Sümela Manastırı, halk arasında “Meryem Ana” adı ile anılır. Vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikte bulunan yapı, bu konumuyla manastırların şehir dışında, ormanlarda, mağara ve su kenarlarında kurulma geleneğini sürdürmüştür. Meryem Ana adına kurulan manastırın “Sümela” adını “siyah” anlamına gelen “melas” sözcüğünden aldığı söylenmektedir. Bu ismin manastırın kurulduğu koyu renkli Karadağlar’dan geldiği düşünülmekte ise de, Sümela kelimesi buradaki Meryem tasvirinin siyah rengine bağlanabilmektedir.
Sümela Manastırı Tarihi:
Rivayete göre; Bizans İmparatoru I.Theodosius zamanında (MS 375 – 395) Atina’dan gelen Barnabas ve Sophranios isimli iki rahip tarafından kurulmuş olan manastır, 6.yüzyılda İmparator Justinianus’un manastırın onarılarak genişletilmesini istemesi üzerine Generallerinden Belisarios tarafından tamir edilmiştir.
Sümela Manastırı’nın şimdiki durumuyla varlığını 13.yüzyıldan itibaren sürdürdüğü bilinmektedir. 1204 tarihinde kurulan Trabzon Komnenosları Prensliğinden III.Alexios (MS 1349 – 1390) zamanında manastırın önemi artmış ve fermanlarla gelir sağlanmıştır. III.Alexios’un oğlu III.Manuel ve sonraki prensler döneminde de Sümela yeni fermanlarla zenginleştirilmiştir.
Doğu Karadeniz kıyılarının Türk egemenliğine girmesini takiben Osmanlı Padişahları pek çok manastırda olduğu gibi Sümela’nın da haklarını korumuşlar, bazı imtiyazlar vermişlerdir.
Sümela Manastırı’nın 18. yüzyılda birçok bölümü yenilenmiş, bazı duvarlar fresklerle süslenmiştir. 19. yüzyılda büyük binaların ilave edilmesiyle manastır muhteşem bir görünüm kazanmış, en zengin ve parlak dönemini yaşamıştır. Bu dönemde son şeklini alan manastır pek çok yabancı seyyahın ziyaret ettiği, yazılarına konu edilen bir yer haline gelmiştir. Trabzon’un 1916 – 1918 yılları arasındaki Rus işgali sırasında manastıra el konulmuş, 1923’den sonra tamamıyla boşaltılmıştır.
Sümela Manastırı’nın başlıca bölümleri; Ana kaya kilisesi, birkaç şapel, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ile kutsal ayazmadır. Bu yapılar topluluğu oldukça geniş bir alan üzerine inşa edilmiştir. Manastırın girişinde su getirdiği anlaşılan büyük su kemeri yamaca yaslanmış durumdadır. Çok gözlü olan bu kemerin bugün büyük bölümü yıkılmıştır.
Dar uzun bir merdivenle manastırın ana girişine ulaşılmaktadır. Giriş kapısının yanında muhafız odaları bulunmaktadır. Buradan bir merdivenle iç avluya inilmektedir. Solda, manastırın esasını teşkil eden ve kilise haline getirilen mağaranın önünde çeşitli manastır binaları bulunmaktadır. Sağ tarafta kütüphane yer almaktadır. Yine sağda yamacın ön yüzünü kaplayan büyük balkonlu bölüm keşiş odaları ve misafir odaları olarak kullanılmıştır ve 1860 yılına tarihlenmektedir. Avlunun etrafındaki binalarda odalardaki dolapları, hücreleri, ocakları ile Türk sanatının etkileri de görülmektedir.
Manastırın ana ünitesini meydana getiren kaya kilisesinin ve ona bitişik şapelin iç ve dış duvarları fresklerle donatılmıştır. Kaya kilisesinin içinde avluya bakan duvarda III.Alexios dönemine ait fresklerin varlığı tespit edilmiştir. Şapeldeki freskler ise 18. yüzyılın başlarına tarihlenmektedir ve üç ayrı devirde yapılan üç tabaka görülmektedir. En alt tabakanın freskleri daha üstün niteliktedir.
Sümela Manastırı’nda yer yer sökülerek alınmış olan ve oldukça harap bir görünüm taşıyan fresklerde işlenen başlıca konular İncil’den alınmış sahneler, Hz. İsa ve Meryem Ana’nın hayatı ile ilgili tasvirlerdir.
VAZELON MANASTIRI
Vazelon Manastırı’nın kuruluş tarihi tam olarak bilinmese de MS 270 yılında kurularak İncil’deki Vaftizci Yahya Peygamber’e adandığı söylenmektedir. Bölgenin en eski manastırı olma özelliğini taşıyan Vazelon Manastırı Trabzon’un önde gelen tarihi ve turistik yerlerinden biri olma özelliğini taşıyor. Bazı kaynaklarda Sümela Manastırı'nın Vazelon Manastırı’ndan elde edilen gelirle inşa edildiği söylenmektedir. Bazı kaynaklar ise manastırın geçmişte birçok kez saldırılara maruz kaldığını yazmakta. Öyle ki MS 490 yılında yapılan bir saldırıda 400 kadar keşişin katledildiği bilgisi vardır.
Maçka ilçesinde olup, İl merkezine 40 kilometre kadar uzaklıktadır.
PERİSTERA MANASTIRI
Manastır MS 752 yılında 250 metrelik bir kayanın üzerine inşa edilmiştir. Çok dikkat çekici bir alanda ve mimari açıdan göz dolduran Peristera Manastırı, Yunanistan'daki Meteora manastırlarını hatırlatmaktadır.
4. yüzyıl yapıtı olmakla birlikte, Zigana yolu boyunca önemli stratejik noktaları tutmuştur. Türkler tarafından Hızır İlyas Manastırı denilse de tam adı Ayios Yorgios ta Peristera’dır. 1906 yılında yangın görmüştür ve Abdülhamit Han tarafından yenilenmiştir.
KIZLAR (Panagia Theokephastros) MANASTIRI
Yakın bir zamana kadar turizm açısından pek önemi olmayan Kızlar Manastırı, belediye tarafından onarılıp ve gerekli çalışmalar yapılıp turizme kazandırılmıştır. En görkemli tarihi kalıntılardan biridir ve Boztepe’de bulunur. 14. Yüzyılda Pontus Rum Kralı lll. Aleksios tarafından yaptırılan manastır, en son 1923 yılında kullanılmıştır. Manastırın içerisinde Kaya Kilisesi, hücreler, öğrenci odaları, çilehane, mezar şapeli, çan kulesi ve misafir odaları bulunmaktadır.
KIZLAR (Panagia Keramesta) MANASTIRI
Bu manastır, Maçka ilçesi Kiremitli Köyü vadisi üzerinde yer almaktadır. Yerin isminin manası şimdiye kadar anlaşılamamıştır. Buraya ilk kez kimlerin geldiğini belirten bir kitabe yoktur. Sumela veya Vazelon manastırlarının bir minyatürü olan bu yapı, kutsal bir mağara ile tamamlanır. Günümüze kadar gelen taş bölümler, bu manastırın Ortaçağ’da yapılmış olduğu hissini uyandırıyorsa da, yapı 1858 yılında inşa edilmiştir.
KAYMAKLI MANASTIRI
Boztepe’nin Değirmendere Vadisi’nde bulunan Kaymaklı Manastırı, şehrin tarihi kalıntılarından biridir. 1424 yılında Ermeniler tarafından yapılmış olan bu manastır ve Hz. İsa’nın anısına adanmıştır. Manastır günümüze harap bir şekilde gelebilmiş olsa da hala görülmeye değer.
SANTA HARABELERİ
Santa Harabeleri bugünkü Dumanlı köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Santa Harabeleri 17. yy’dan beri dini, ticari ve kültürel önem taşıyan bir yerleşim yeri olmuş. 7 adet mahallesi vardır. Arsin – Araklı – Gümüşhane sınırları içindedir. Her mahalle tümüyle taştan inşa edilmiş tek katlı konutlar, taş cepheli 1 veya 2 kilise, her sokak başında 1 çeşme vardır. Tarihi eserler yönünden zengin olan Santa doğal konumları itibariyle de yayla özelliği taşımaktadır.
KALELER
Trabzon Kalesi: Trabzon il merkezinde Ortahisar mevkiinde bulunmaktadır. Trabzon Kalesi’nin günümüze kadar korunarak gelmiş olan surları şehrin eski yapılarını oluşturur. Bugünkü surların en eski bölümü MÖ 4. yüzyıl Roma Dönemi’ne tarihlenmektedir. Bu yüzyılda şehri gören Ksenephon surların varlığından söz etmektedir.
Trabzon surları Yukarı Hisar, İç Kale, Orta Hisar ve Aşağı Hisar olmak üzere üç bölüme ayrılmaktadır. Tabakhane ve Zağnos vadileri arasındaki yüksek kaya kitlesi üzerine kurulmuştur. Bu bölüm kalenin en eski bölümünü meydana getirmekte ve kaba olarak bir yamuğa benzemektedir. Şehrin adının bu trapez (trapezius) yamuk şeklinden geldiği düşünülmektedir.
Akçakale: Trabzon’un 18 km batısında bulunan Akçakale denize hâkim bir terasta kurulmuştur. İlçeye ismini veren kale 1297 – 1330 yılları arasında İmparator II.Alexios tarafından Selçuklulara korunmak amacıyla yaptırıldığı sanılmaktadır. Trabzon’un fethinden sonra Kale Osmanlı döneminde onarım görmüştür. Moloz ve kesme taştan yapılan kalenin birçok bölümü yıkılmış olmasına rağmen yine de orijinal görünümünden pek fazla uzaklaşmamıştır. Ancak katlar arasının ahşap oluşu bu bölümlerin günümüze ulaşmasını engellemiştir.
Trabzon Cephanelik (İrene Kulesi): Trabzon yapıları içinde en çok dikkati çeken ve tartışılan bir yapıdır. Yapının Yıldız Sarayı albümlerindeki resminin altında Hicri 1305 yılında yaptırıldığı yazılıdır. Kapısı üzerindeki II. Abdülhamit’in tuğrası ve kitabe de bunu doğrular. Cephaneliğin 1887 tarihinde yaptırıldığı kesin olarak anlaşılmaktadır. Yaklaşık 25 – 40 m çapında iç içe dairevi iki bölümden oluşmaktadır. İç bölüm dört, dış bölüm ise üç katlıdır. İç ve dış yapılarda oval kemerli üçer adet pencere bulunmaktadır. Yüksek bir koruma duvarı içine alınmış olup, batı yakınında ise karakol hanesi vardı. 1916 – 1918 Rus işgali sırasında mühimmat deposu olarak kullanılmış ve 9 Temmuz 1919’da bir patlamayla çatı örtüsü yıkılmıştır.
Trabzon merkez, Boztepe, Cephanelik Mevkisindedir.
CAMİLER
Gülbaharhatun Camii: Yavuz Sultan Selimin annesi Gülbahar Hatun’un hatırası için Orta Hisar’ın batısında, Zağnos Köprüsü’nün yakınında bir külliye içerisinde yapılmıştır. Külliyeden cami ile türbe günümüze gelebilmiş; imaret, medrese, hamam ve mektep yıkılmıştır. Kaynaklar bu eserin, 1514 yılında yaptırıldığını göstermektedir. Caminin inşa kitabesi yoktur. Cami erken devir Osmanlı mimarisinde ayrı bir plan tipi oluşturan Zaviyeli Camiler grubuna girmektedir. Duvar işçiliği özenlidir. Pencereler, son cemaat mahalli, kemerleri ve minarede koyu gri ve sarımsı beyaz taş kullanılmıştır. Mihrap mermerden yapılmıştır. Kenar bordürleri sade, tepeliği bitkisel süslemelidir. Beşgen niş mukarnaslı bir kavsara ile son bulur. Köşeliklerinde ikişer kabara (gül bezek) motifi yer alır. Minberde mermer olup sade bırakılmıştır. Caminin klasik dönem süslemeleri bozulmuştur. Bugünkü süslemeler son onarımlarda yapılmıştır.
İskender Paşa Camii: Caminin Hicri 936 – Miladi 1529 tarihli inşa kitabesi cephedeki giriş kapısı üzerindedir. Ayrıca burada yapının bugünkü haline kavuştuğu 1882 yılı onarımına ait kitabe de bulunmaktadır. Avlusunda yer alan medresesi yıkılmış, batı tarafındaki mezarlık kaldırılmıştır. Burada sadece İskender Paşa’nın mezarı bırakılmıştır. Camiye değişik zamanlarda ilaveler yapılmış ve onarımlarla orijinalitesi bozulmuştur. Çok iyi bir taş işçiliğine sahiptir. Minare, tuğla ve renkli taşlarla almaşık tarzda yapılmıştır. Yapının esas planı İznik’teki Yeşil Camiye benzemektedir. Mihrap ve minber mermerden yapılmıştır. 19. yüzyıl barok süslemelerine sahiptir. Üzerlerinde iri yapraklı kıvrım dallı bordürler, kartuşlar bulunmaktadır. Caminin içerisinde kalem işi süslemeler de bulunmaktadır.
Ortahisar Camii: Yapı Altınbaşlı Meryem Kilisesi (Chrysokephalos) olarak adlandırılmıştır. Yapılışı Miladi 914 yılına kadar inmektedir. Bu yapının manastır içerisinde bazilikalı planlı olarak yapıldığı sanılmaktadır. Bugünkü planın esası 12. yüzyılda gerçekleştirilmiş olmalıdır. Araştırmacılar yapının 6 esas onarım devri geçirdiğini belirtmişlerdir. Kuzey girişi 14. yüzyılda inşa edilmiştir. Zamanında şehrin başkilisesi, katedrali olduğu için yapının süslemesine önem verilmiştir. Fetihten sonra camiye çevrilmiş ve belki de Fatih, ilk Cuma namazını burada kılmıştır. Fatih Medresesi de yapıya bitişik olarak kurulmuştur. Türk devrinde caminin esas girişi kuzeye alınmış, güney duvarının ortasına bir mihrap yerleştirilmiş, minber konulmuş ve minare yapılmıştır. Mihrap taştan yapılmış olup, zengin bir süslemeye sahiptir. Selçuklu örneklerini hatırlatmaktadır. Ceviz ağacından yapılmış minber değerli bir sanat eseridir. Günümüzde cami olarak kullanılan bina yabancıların en çok ziyaret ettikleri yerler arasında yer alır.
Trabzon Merkez Ortahisar mahallesinde bulunmaktadır.
Ayasofya Camii: 28 Haziran 2013 Cuma günü Cami'ye dönüştürülen Trabzon Ayasofya Müzesi, Trabzon İmparatorluğu krallarından 1. Manuel Komnenos zamanında (Miladi 1238 – 1263) inşa edilmiştir. 1427 yılına tarihlenen çan kulesi kilisesinin batısında yer almaktadır. Kilisenin kuzeyinde bulunan üç apsisli şapel kalıntısı ise daha erken bir döneme aittir. Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethini takiben yapı, camiye çevrilmiş ve vakıf eser olmuştur. Ayasofya, yüzyıllar boyunca şehri ziyarete gelen seyyah ve araştırmacıların ilgisini çekmiştir. I. Dünya Savaşı yıllarında sırasıyla depo, hastane daha sonraları yine cami olarak kullanılmıştır. 1958 – 1962 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Edinburg Üniversitesi’nin işbirliği ile restore edilerek 1964 yılından sonra müze olarak ziyarete açılmıştır. Geç Bizans kiliselerinin güzel bir örneği olan yapı, kare haç planlıdır ve yüksek bir merkezi kubbeye sahiptir. Nartex denilen giriş holüne sahip olan bina üç neflidir. Neflerden ortadaki beş köşeli, yanlardakiler ise yuvarlak bir apsisle son bulmaktadır. Nartex'in üzerinde şapel vardır. Yapının kuzey, batı ve güneyin de üç revaklı giriş bulunmaktadır. Kuzey ve batıdaki revak cephelerinde görülen geometrik geçmeli bezemeleri içeren madalyonlarla, batı cephesinde görülen mukarnaslı nişler Selçuklu taş işlemelerindeki özellikleri taşımaktadır. Binanın en görkemli cephesi güneyidir. Önemli bir taş işçiliğine sahip olan bölümde, Âdem ile Havva’nın yaratılışı kabartma olarak bir friz halinde anlatılmıştır. Yapının ana kubbesinin altına rastlayan kısmında opussectile tarzında çok renkli mermerden yapılmış bir yer mozaiği bulunmaktadır. Ayasofya'nın süslemelerinin önemli bölümünü meydana getiren fresklerde İncil’den alınmış konular canlandırılmıştır: Kubbede ana tasvir Hz.İsa’nın tanrısal yönünü aksettiren pantacrator İsa’dır. Bunun altında bir kitabe kuşağı, daha altta ise melekler frizi bulunur. Pencere aralarında on iki havari tasvir edilmiştir. Pandantiflerde değişik kompozisyonlar yer almaktadır. Hz.İsa’nın doğumu, vaftizi, çarmıha gerilişi, kıyamet günü gibi sahneler betimlenmiştir. Binanın arka kemerleri üzerindeki dairesel madalyonlarda portrelere yer verilmiştir. Yapının tonozlarında da İncil’den alınmış dini sahneler canlandırılmıştır.
Ayasofya Camii Şehir Merkezinin neredeyse girişinde, sahilde yer alır. Merkezden (Meydan’dan) 3 km uzaklıktadır. Ortahisar İlçesi, Fatih Mahallesi, Zübeyde Hanım Caddesinde bulunmaktadır.
Çarşı Camii: Trabzon'un Çarşı mahallesi Kemeraltı mevkiinde yer alır. Cami, uzun yıllar Trabzon’da valilik yapmış Hazinedarzade Osman Paşa tarafından Hicri 1225 – Miladi 1839 yılında yaptırılmıştır. Caminin kurulduğu saha eğimli olduğu için kuzey cephesinde son cemaat mahallinin altına dükkânlar yerleştirilmiştir. Şehrin en büyük camisidir. Yapıda muntazam bir taş işçiliği göze çarpar. Kapı ve pencere silmelerinde barok süslemeli bordürler görülür. Cami, son cemaat mahalli üç bölümlü, kubbeli dört sütunun arasına yerleştirilen ince perde duvarlı ampir bir revaktan meydana gelmektedir.
Yeni Cuma Camii: Trabzon’un kurtarıcı ve koruyucu azizi Eugenios’a ithaf edilmiştir. İlk kilisenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Araştırmacılar ilk yapının bazilika olduğunu belirtmektedir. Ayrıca 1291 yılına ait bir kitabe bulunmuştur. Yapının bugün narteksi yoktur. Üç nefli ve üç apsislidir. Orta apsisin dışında kartal ve güvercin kabartmalarına yer verilmiştir. Trabzon’un fethinden sonra camiye çevrilen yapıya kuzey giriş kısmı ile minare ilave edilmiştir. Büyük apsisten bir giriş daha açılmıştır. Taştan yapılan mihrap barok karakterlidir. Minberi ahşaptan yapılmış olup sade bırakılmıştır. Mahfilde iyi bir ahşap işçilik görülür. Bu ilavelerden başka caminin içinde çok değerli kalem işi süslemeler vardır.
Merkez, Yenicuma mahallesindedir.
Tavanlı Camii: Trabzon’un tipik çatılı camilerinden birisidir. 1874 yılında Nemlizadeler tarafından yapılmıştır. Kalın taş duvarları özenli bir işçilik gösterir. Harimin giriş kısmı üzerinde ahşap mahfil yer almaktadır. Caminin aydınlatılması bütün cephelerdeki pencerelerle sağlanır. Taş mihrap bordürleri vazodan çıkan ağaçlar ve kıvrım dallarla kabartma olarak süslenmiştir. Minber sade tutulmuştur. Harimin ahşap tavanı da ortada göbeklidir.
Trabzon Merkez, Gazipaşadadır.
Ahi Evren Dede Camii: Trabzon’a hâkim Boztepe semtinde yapılmış olan caminin tarihi bilinmemektedir. Şemsettin Sami'nin belirttiğine göre Sultan Orhan döneminde Ahi Evren’in bir derviş dergâhı inşa ettirdiği bunun da bugünkü cami ve türbenin yerinde olduğundan bahsetmektedir. Komplekse ait kesin bir bilgimiz yoktur. Burada aynı isimli bir cami inşa edildi. Ahi Evren Dede Camisi Hacı Hakkı Baba’nın Abdülaziz döneminde Hicri 1305 (Miladi 1888) katkılarıyla tamir ettirilerek günümüze ulaştırılmıştır.
Erdoğdu Bey Camii: Hicri 985 – Miladi 1577 yılında Trabzon Valisi Erdoğdu Bey tarafından, kendi ismi ile anılan Erdoğdu Mahallesi’nde yaptırılmıştır. Cami birçok onarım geçirmiş ve geniş ölçüde özelliklerini yitirmiştir. Mihrap nişinin mukarnaslı bir kavsarası vardır. Köşeliklerde birer gül bezek ile üst kısımda yazı kuşağı yer alır. Burada bulunan Hicri 1317 (Miladi 1899) tarihi caminin son onarımına aittir. Minber ahşap olup sade bırakılmıştır.
Trabzon Merkez Erdoğdu Mahallesi’nde yaptırılmıştır.
Semerciler Câmii: Semerciler Mahallesindedir. Yapım tarihi kesin belli değildir. 1820’de tamir sırasında kubbesi düz çatıyla örülmüştür. Tavan ve minberi ahşap oymacılığın ilginç örneklerindendir. Minaresi tek şerefelidir.
Kudreddîn Câmii: Kommenler İmparatoru III. Alexios’un kızı Anna tarafından 1342’de kilise olarak yaptırılmıştır. 1665’te câmiye çevrilen eserin yanına tek şerefeli bir minare ilâve edilmiştir.
Hızırbey Camii: Bu eser il merkezinde Hızırbey mahallesinde yer almaktadır. Yapının ve mahallenin bu isimle anılması Trabzon'da valilik yapan Hızır Bey'den ötürüdür. Kare planlı olan yapı Hicri 1213 (Miladi 1789/99) yılında yaptırılmıştır. Mimar Çetintaş’ın raporuna göre; camiinin Hicri 1298 (Miladi 1880) senesinde halk tarafından yaptırıldığı söylenir ise de bu tarih tamir kitabesidir. Eser, 1970 yılında tamir ettirilmiştir. Daha sonra 1998 – 1999 yıllarında Camii avlusu düzenlenmiş ve bu günkü halini almıştır.
TÜRBELER
Emir Mehmed Türbesi: Kitâbesinden anlaşıldığına göre, 1523’te Emir Mehmed adına yaptırılmıştır. Türbede Emir Mehmed ve Trabzon şeyhlerinden Osman Baba gömülüdür.
Ahi Evren Dede Türbesi: Merkez, Boztepe’de bulunan Ahi Evren Dede Camii’nin bitişiğindedir. Kare planlı türbe, bir kubbe ile örtülüdür. Hicri 1307 (Miladi 1887 – 1888) yıllarında Hacı Hakkı Baba tarafından onartılan bu türbe günümüzdeki halini almıştır. Ahi Evren Dede’nin mezarının (türbe içinde) yanında Hacı Hakkı Baba ve oğullarının mezarı da yer alır.
Gülbahar Hatun Türbesi: Büyük İmaret (Hatuniye) Camii’nin doğusunda yer alır. Yavuz Sultan Selim’in annesi Gülbahar Hatun için 1506 yılında yaptırılmıştır. Türbe iyi bir taş işçiliği gösterir. Sarımsı renkli kesme taşlardan inşa edilmiştir. Pencerelerinin tahfif (sağır) kemerlerinde olduğu gibi gri taşlar dekoratif olarak kullanılmıştır. Sekizgen planlı türbe gövde üzerinde yine sekizgen bir kasnağa sahiptir. Kubbe sekiz köşeli olup, kurşunla kaplanmıştır.
Hamza Paşa (Açık Türbe) Türbesi: Küçük İmaret Mezarlığında Hamza Paşa Camisinin doğusunda yer alır. 18. yüzyıla tarihlenen altı köşeli baldaken bir türbedir. İçerisinde üç mezar bulunmaktadır. Bunlardan Hicri 1148 (Miladi 1735) tarihli olan Hamza Paşaya aittir.
KİLİSELER
Küçük Ayvasıl (ST.ANNA) Kilisesi: Yapı kentin en eski Bizans kiliselerindendir. Giriş kapısı üzerinde bulunan Yunanca kitabesinde 884 – 885 yıllarında I. Basil zamanında yeniden inşa edildiği yazılıdır. Taştan yapılmış, üç nefli bazilika planlı kilisenin narteksi olduğu bilinmektedir, ancak günümüzde bir kalıntısı ya da işareti yoktur. Nefler iç ve dış mekândan dairesel planlıdır. Kriptası vardır ve Naosta “T” şekilli iki ayak ile iki iyon başlıklı sütun bulunur. 1923 yılına kadar kullanılan kilise onarım görmüştür. Bugün kullanım dışıdır.
Trabzon merkez, Çarşı Mahallesi, Hartamas Sokak No:21’dedir.
HAMAM – KAPLICA ve İÇMELER
Sekiz Direkli Hamam: Ortahisar, Pazarkapı Mahaallesi, 8 Direkli Hamam Sokakta yer almakta olup, taşıdığı mimari özellikler dolayısıyla 18. yüzyıla tarihlenmektedir. Trabzon Belediyesi’nce onarımı yapılmıştır. Soyunmalık, soğukluk ve sıcaklık kısımları mevcuttur.
Meydan Hamamı: Trabzon kent merkezindeki tarihi hamamlardan biri Suluhan iş merkezinin güneyindeki Meydan Hamamıdır. Suluhan, adı üzerinde eskiden handı. Hamam da bu hanın tam karşısındadır. Meydan Hamamı’nın bulunduğu ada Trabzon eski belediye başkanlarından Hüseyin Kazaz Efendi’nindi. Hüseyin Kazaz Efendi, Cumhuriyet döneminin ilk Belediye Başkanıdır. Kazaz Efendi’den önce Belediye Başkanlığını Rum Hrisantos yapıyordu. Faik Ahmet Barutçu, Trabzon Metropoliti Hrisantos’un, Puntosculuk faaliyetlerinde bulunduğunu, bu maksatla birkaç kez Paris’e, Londra’ya gidip geldiğini, hatta Erivan’a bile gittiğinizi yazar. Barutçu, işgal günlerinde ve sonrasında Pontosçu Rumların rakip olarak Ermenileri gördükleri belirtiyordu. Ruslar çekildikten sonra, muhacirliğe çıkan Türkler vatanlarına geri döndüler ve Metropolit Hrisantos’un da saltanatı sona erdi. Yerine Hüseyin Kazaz Efendi Belediye Başkanı oldu. Anlatılanlara bakılırsa, Meydan Hamamı’nın bulunduğu ada o tarihlerde Akçaabat’a bağlı Visera (Işıklar) Elektrik Santrali İşletmecilerininmiş. Visera’nın sahipleri ödeme güçlüğüne düşmüşler, bu adayı Hüseyin Kazaz Efendi’ye satmışlar. Meydan Hamamı’nın bulunduğu ada, Trabzon’da Cumhuriyet tarihinde yıkılmayan ancak sağına soluna küçük çaplı eklemeler yapılan ender yapıtlardan biridir.
Kahramanmaraş Caddesi, 3 numaradadır.
Paşa Hamamı: İskender Paşa Hamamı olarak da bilinen Paşa Hamamı, 1531 yılında Trabzon valisi İskender Paşa tarafından yaptırılmış ve kitabesi yıkılsa da hamamın kendisi günümüze kadar sağlam bir şekilde gelmiştir. İskender Paşa Hamamı mimarisi tipik bir Osmanlı mimarisi örneğidir. Erkek ve kadınlara ait iki ayrı bölümü olan hamam, çifte hamam planı düzenine sahiptir. Erkekler bölümü üzerinde sütunlar tarafından taşınan sekizgen bir çatı bulunmaktadır. Soğukluk ve sıcaklık yan yana olarak yer almakta ve üzerleri küçük tonozlu bir kubbe ile örtülmektedir. Ayrı bir girişi ve kâgir bir soyunma bölümü olan kadınlar bölümü, soğukluk ve sıcaklık olarak iki ayrı bölüme sahip olup üzerleri tek bir kubbe ile örtülüdür.
Trabzon merkez, Çarşı Mahallesi, Kemeraltı Sokaktadır.
Hacı Arif Hamamı: Pazarkapı Camisinin arkasındadır. Yapısından 18. asırda yapıldığı tahmin edilmektedir. Oldukça yıkık vaziyettedir.
Kisarna ve Yomra İçmesi: Trabzon’a 7 km mesafede Bengisu köyündedir. Mide, karaciğer, böbrek, barsak ve safra yolları hastalıklarına tavsiye edilir. Yakınında şişeleme tesisleri vardır. Gazino ve çay bahçeleriyle aynı zamanda bir mesire yeridir.
Ziyaret Suyu (Araklı ilçesi), Hadi Madensuyu (Çaykara ilçesi), Ziyaret Gölü Suyu (Maçka ilçesi), Sürmene Madensuyu, Tonya Madensuyu, Uçarsu Madensuyu (Akçaabat ilçesi), Karadağ Madensuyu (Vakfıkebir ilçesi), Simenler Madensuyu (Vakfıkebir ilçesi), Sarayla Madensuyu (Yomra ilçesi), Ayazma Madensuyu (Yomra ilçesi), Acısu (Şalpazarı) diğer şifalı sular olup, çoğunda tesisler yetersizdir.
KÖPRÜLER
Zağnos Köprüsü: Orta Hisar ile Zağnos (Atapark) Meydanı arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır. Üst üste kemerli iki gözü olan bir köprü, orijinalinde 6 ya da 7 kemerli açıklık olarak yapılmıştır. Köprünün alt kısımlarının büyük bir bölümü Roma döneminde inşa edilmiştir. Ayrıca Bizans devrine ait işçilik görülmektedir. 15. yy’da Zağnos Mehmet Paşa tarafından onarımdan geçirilmiştir. Zamanla yapılan onarımlarla köprü genişliği artmıştır. Zağnos Köprüsü Batı yönünden tarihi kent çekirdeğine girişin simgesidir. Halen yoğun yaya ve taşıt kullanımına açık olan köprü onarılmış ve iyi durumdadır.
Tabakhane Köprüsü: Tabakhane Deresi üzerinde inşa edilmiştir. Köprünün batı ayağı Ortahisar’a kuruludur. Zaman içinde pek çok onarım geçirerek günümüze kadar ayakta kalabilmiştir. İlk yapılışı Roma döneminde 1.yy’a kadar inmektedir. Köprü bugünkü durumu 19.yy’da kavuşmuştur. İki kademeli olarak yapılmış köprünün, ilk kademesi tek göze sahiptir. İkinci kademede ise altı oval kemerli göz mevcuttur.
Değirmendere Köprüsü: 1891 tarihinde, Nemlizadeler tarafından yaptırılmış dört gözlü bir köprüdür. Ayrıca batı tarafında bir de tahliye kemeri bulunmaktadır. Halen yaya ve taşıt trafiğine açık olan köprünün uzunluğu 137 m ve genişliği 5,5 m’dir.
Ortahisar Mahallesi, Otobüs Terminali – Karadeniz Teknik Üniversitesi yolu üzerindedir.
SU KEMERLERİ
İmâret Deresi Su Kemeri: Trabzon Kalesinin batı yamacındaki İmâret Deresi üzerindedir. On altıncı asırda Justinianus tarafından yaptırılmıştır. Günümüzdeki su kemeri 13. asırdan kalmıştır. Kesme taştan 30 m uzunluğunda, 7 m yüksekliğinde, beş gözlüdür.
Kuzgundere Su Kemeri: Kalenin doğusunda Kuzgundere üzerinde kurulmuştur. On üçüncü asırda yapılmıştır. Kesme ve moloz taştan yapılmış 8 m uzunlukta, 6 m yüksekliğinde olup, İnceköprü adıyla bilinir. Bugün üstüne ek yapılarak genişletilip yol olarak kullanılmaktadır.
Kavaklı Su kemeri: Yeni Cuma Mahallesindedir. Kesme ve moloz taştan yapılmış olup, 20 m uzunluğunda 7 m yüksekliğindedir.
ÇEŞMELER
Abdullah Paşa Çeşmesi: Zağnos Paşa Kulesi’nin doğu girişinde yer alır. Çeşme, zamanında bugünkü Taksim Meydanı’nda bulunmaktaymış ancak yol yapımı esnasında sökülmüş ve bugünkü yerine yerleştirilmiştir. Trabzon Valisi Haznedarzade Abdullah Paşa tarafından, 1844 yılında, mermerden yaptırılmıştır. Dikdörtgen biçiminde olup, Ampir üslubunda yapılmıştır. Stili, hayat ağacı rozetleri, akantus yaprakları, Arapça ve Farsça yazıtları ile bu tarzdaki çeşmelerin en güzel örneklerinden birini oluşturmaktadır.
Abdülhamit Çeşmesi: İskender Paşa Mahallesi’nde, Sultan Abdülhamit’in anısına, 1891 yılında yaptırılmıştır. Kesme taştan yapılmış olan dikdörtgen çeşmenin üzerinde, Sultan II. Abdülhamit’in tuğrası bulunmaktadır. Sütun başlık ve tabanları akantus yapraklarıyla bezelidir.
TARİHİ YAPILAR
Akçaabat Orta Mahalle: Trabzon’un 13 km batısında yer alan Akçaabat ilçesinde bulunmaktadır. Tipik Osmanlı dönemi kent sivil mimari örneklerine rastlanabilmektedir. Sokakları, merdivenleri, duvarları, çeşmeleri ve ağaçlarıyla Akçaabat Orta Mahalle, bu yapısını günümüze dek sürdürmeyi başarabilen nadir bölgelerden biridir.
Orta Mahalle’nin %40’lara varan bir arazi eğimi mevcuttur. Bu da mahalleye araçla ulaşabilmenin oldukça güç olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla Orta Mahalle’ye ancak yaya olarak ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Fakat Orta Mahalle’nin geçmişteki dokusunu yitirmemesinin en önemli nedenlerinden biri de budur.
Doğuya bakan bir yamaç yerleşmesi olan Orta Mahalle, tarihsel değerler açısından ülkemizin en zengin mahallelerinden biri olma özelliği taşımaktadır. 19. yüzyıl sonlarını yansıtan evleri ve sokakları ile Orta Mahalle, geçmişten günümüze kalan bir miras niteliğindedir.
Bedesten: Trabzon Bedesten Çarşısı tarihi mimarilerinden bir tanesidir. Bedesten çarşısı Trabzon şehir Merkezi’nin 300 – 400 m kadar sahile inilen kısmında yer almaktadır. Ulaşım olarak gidilebilecek en basit yerlerden bir tanesidir. İçerisinde bulunan yöresel eşya, malzeme satan esnaflar ve mimari yapıya göre otantik bir şekilde restore edilen bir kafeteryası mevcuttur. Bedesten çarşısı sabahları 10:30 sonrası açılıyor ve akşamları da mevsim koşullarına göre farklılık göstererek 22:00 23:00 arasında kapanış veriliyor.
Alaca Han: Trabzon il merkezi Bakırcılar Semti, Bakırcılar Caddesi’ndeki Alaca Han’ın kitabesi olmadığından yapım tarihi bilinmemektedir. Bununla beraber, yapı üslubu ve mimari elemanlarından XVIII. yüzyıla ait olduğu sanılmaktadır.
Taşhan: Trabzon Valisi İskender Paşa tarafından, 1531 – 1533 yılları arasında yaptırılmıştır. Muhtelif zamanda yapılan onarımlarla günümüze gelmiştir. Duvarlar düzgün yontu taştan yapılmıştır. Revak kemerleri ve tonoz kubbe tuğladır. Önceleri alaturka kiremit kaplı çatısı 1980 yılındaki onarımda beton mozaik olarak değiştirilmiştir.
Trabzon merkez, Çarşı mahallesindedir.
Vakıfhan: Bedestenin kuzey batısında yer alır. Üç katlı avlulu bir handır. Birlikte inşa edildiği güneydoğu kısmındaki caminin şadırvanı üzerindeki kitabeye göre Hicri 1196 (Miladi 1781) yılında Hacı Yahya adında bir hayırsever tarafından yaptırılmıştır. Zemin katın esas girişi doğudandır. Açık avluyu revak ve arkasındaki odalar çevirir. Birinci katın girişi güneydedir. Bu katta cephede dört dükkân, şadırvan ve caminin giriş kapısı bulunmaktadır. Avlu etrafında sıralanan odalar farklı büyüklüktedir. Kuzeyde orta kısımda bir eyvan yer alır. İkinci katta revaklı avlu odaları ve cami bulunmaktadır. Bu caminin güneydoğu köşesindeki minaresi yıkılmıştır.
Memişoğlu Konağı: Sürmene ilçesinin 4 km doğusunda Balıklı mevkiinde yer alır. İki katlı kademeli cepheli büyük bölümü taştan inşa edilmiş geniş saçaklı bir yapıdır. Bölgede taş ve özellikle ahşap işçiliği ile ünlüdür. Kapı kanatları ve tavanlar ahşap işçiliğinin en mükemmel örneklerini sergilemektedir. 18 yy’da yapıldığı sanılan binanın üst katındaki batı odasının ortasında bir mil etrafında dönebilen bir parça vardır ki, bu vantilatör ve rüzgârgülü vazifesini görmektedir. Tavanın bu özelliğinden dolayı konağa halk arasında “Döner tavanlı konak” ismi verilmiştir.
Nemlizade Konağı: Merkez, Gazipaşa mahallesinde yer alan eser geniş bir alana yerleştirilmiş dört katlı kâgir bir yapıdır. Konak haremlik ve selamlık bölümlerinden oluşmakta idi. Zemin kat ve odalarında Kütahya çinilerinin en güzel örnekleri panolar şeklinde sergilenmiştir. 1945 – 1963 yılları arası bina tekel bürosu olmuş, 1963 – 1979 yılları arasında Fatih Eğitim Enstitüsü yapılmış, 17 Eylül 1979 tarihinden itibaren Trabzon İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi olarak kullanılmış halen eski Kız Meslek Lisesinin Kültür Bakanlığına devrinden sonra Olgunlaşma Enstitüsü ve Kız Meslek Lisesi olarak hizmet vermeye devam etmektedir.
Yarımbıyıkoğlu Evi: Merkez, Pazarkapı Mahallesinde Kundupoğlu sokaktadır. 2 katlı dış sofalı planlı bir evdir. Kötü onarımlarla süsleme özelliklerini yitirmiştir. Kitabesinden 1706 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır.
Kundupoğlu Evi: Merkez, Pazarkapı Mahallesinde Yarımbıyıkoğlu evinin güneyinde yer alır. Sadece bir kısmı ayakta kalmıştır. Zamanında dış sofalı planlıydı. Bugün onarılan fevkani, üst oda alçı, ahşap oyma ve kalem işi süslemelere sahiptir. 18. yüzyıla tarihlenmektedir.
Çakırağa Konağı: Hayrat ilçesinin Sarıağaç Köyü’nde bulunan konak İsmailağa tarafından Hicri 1237 (Miladi 1821) yılında yaptırılmıştır. Konağın zemin katı kesme taş olup, kış odası, kiler ve ambar burada yer almaktadır. Ahşap Bağdadi kaplamalı ikinci kattaki oda sayısı tam olarak bilinmemektedir. Çakırağa Konağı, 1979 yılında Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nce onarılarak günümüze kadar ulaşmıştır.
MÜZELER
Atatürk Köşkü: Avrupa ve Batı Rönesans mimarisinin etkilerini taşıyan ve gösterişli Avrupa simgeleri kullanılan bina, 19. yüzyıl başlarında Trabzon’a hâkim Soğuksu sırtlarında Konstantin Kabayanidis tarafından yazlık ev olarak yaptırılmıştır. Köşkün giriş katında oturma odası, dinlenme odası, yemek odası ve misafir odası bulunmaktadır. Birinci katta çalışma odası, büyük yatak odası, bekleme odası ve toplantı odası vardır. İkinci katta ise iki küçük oda mevcuttur.
Atatürk, 1924 yılında Trabzon’a ilk ziyaretini gerçekleştirdiğinde bu köşkte ağırlanmış ancak konaklamamıştır. İkinci kez Kasım 1930’da Trabzon’u tekrar onurlandırdığında köşkte ağırlanmış ve çok memnun kalmıştır. Haziran 1937’de kendisi için düzenlenen köşkte iki gece kalmış ve 11 Haziran gecesi bu köşkte bütün mal varlığını, canından çok sevdiği Türk ulusuna armağan etme kararı almış ve mal varlığının bir listesini hazırlayarak gereğinin yapılması için başbakana göndermiştir. Atatürk Trabzon’daki köşkten mal varlığını milletine adarken şöyle demiştir: “Mal ve mülk bana ağırlık veriyor. Bunları milletime bağışlamakla ferahlık duyacağım. İnsanın serveti kendi manevi kişiliğinde olmalıdır. Ben büyük milletime daha çok şeyler vermek istiyorum.”
Atatürk Köşkü olarak anılan bu bina 1943 yılında müzeye dönüştürülerek hizmete açılmıştır.
Trabzon Merkez soğuksu mevkiinde Ata Caddesinde bulunmaktadır.
Trabzon Müzesi (Kostaki Konağı): Trabzon Müzesi olarak düzenlenen konak, Zeytinlik Caddesi’nde 1900'lü (1898-1913) yılları başlarında Banker Kostaki Teophylaktos tarafından konut olarak yaptırılmıştır. Konağın mimarlarının İtalyan olduğu belirlenen yapıda kullanılan birçok malzemenin İtalya’dan getirildiği bilinmektedir. Kostaki Teophylaktos 1917 yılında iflas edince, bu yapıyla birlikte bütün mal varlığına haciz konulmuş ve konak Nemlioğlu ailesi tarafından satın alınmıştır. 15 – 17 Eylül 1924 tarihinde Trabzon’u ilk ziyaretinde ulu önder Atatürk eşi Latife Hanım ve beraberindeki heyetle birlikte bu konakta misafir edilmişlerdir. Trabzon Valisi Ali Galip Bey zamanında 1927 – 1932 yıllarında 25.000 TL bedelle kamulaştırılarak, 1927 – 1931 yılları arasında Hükümet Konağı, 1931 – 1937 yılları arasında Müfettişlik binası olarak kullanılmıştır. Ülkemizin sayılı sivil mimarlık örnekleri arasında yer alan konağın bodrum kat hariç tüm kat duvarları tamamen kalem işi süslüdür. 1988 – 2001 yılları arasında Kültür Bakanlığı’nca restorasyonu tamamlanan Konak 22 Nisan 2001 tarihinde Trabzon Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Konağın bodrum katı; Arkeolojik Eserler bölümü, zemin katı; Konak Teşhiri, birinci katı; Etnografik Eserler bölümü ve asma katı İdari Bölüm olarak düzenlenmiştir.
Trabzon merkezinde, Gazipaşa Mahallesinde bulunmaktadır.
Cevdet Sunay Müzesi: Çaykara İlçesine 21 km uzaklıkta bulunan, Çaykara – Sultan Murat Yaylası yolu üzerindeki Ataköy Beldesi’ndedir. 1900 yılında Ataköy’de doğan, Cevdet SUNAY Genelkurmay Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin 5. Cumhurbaşkanlığı ve Kontenjan senatörlüğü yapmıştır. 1982 yılında ölen, devlet adamı Cevdet Sunay’ın doğduğu ev, restore edilerek 2001 yılında Cevdet Sunay Evi Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.