top of page
trabzon-banner.jpg

Trabzon

Etkinlikler
Alışveriş
Konaklama
Ulaşım
İstatistikler
Galeri
Tarihi Yerler
Doğal Güzellikler
Yemek Kültürü
Eğlence Merkezleri
Sportif Faaliyetler
Folklorik Değerler

TRABZON  COĞRAFYA

GENEL DURUM

4.664 km2 yüzölçümüne sahip Trabzon ili, Doğu Karadeniz Dağlarının oluşturduğu yayın ortasındaki Kalkanlı dağlık kütlesinin kuzeye bakan yamaçlarında 38 derece 30 dakika – 40 derece 30 dakika doğu meridyenleri ile 40 derece 30 dakika – 41 derece 30 dakika kuzey paralelleri arasında yer almaktadır.

Kuzeyinde Karadeniz, güneyinde Gümüşhane ve Bayburt, doğusunda Rize, batısında Giresun ili bulunmaktadır.

Toprakları: %77,6 dağlar, %22,4 platolar.

 

JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLER

Trabzon ilinin başlıca yeryüzü şekilleri; güneyde su bölümü çizgisi boyunca Doğu – Batı doğrultusunda uzanan dağlık alanlar, bunların ana akarsuyun kolları arasına, Kuzeye doğru sokulan ve gittikçe alçalan tepelik sahalardır. Sahadaki mevcut şekillenmeyi sağlayan önemli dış etmen olan Solaklı, Yomra, Değirmendere, Sera, Kalenima, Foldere gibi akarsuların oluşturduğu vadiler ve deltalardır.

Jeolojik oluşumu; stratigrafi bakımından alttan üste doğru üst kretase yaşlı, tortul ara katkılı volkanik seriler, konglomera, kumaşı, marn, kil ve kireç taşlı denizsel üst miosen ve serileri; çakıllı, kumlu, siltli ve killi, kuaterner yaşlı taraça dolguları ile çakıllı kumlu, siltli, killi, killi akarsu ve kıyı alüvyonları şeklindedir.

 

KÜTLE HAREKETLERİ

Trabzon ilinin Jeomorfolojik unsurlarından birisi de kütle hareketleridir. Bunlar büyüklüklerine göre heyelanlar, toprak akması ve soliflüksiyondur. Trabzon ilinin şekillenmesinde son derece önem taşıyan kütle hareketlerinin oluşmasının temel nedeni zeminin yapısıdır. Hâkim materyaller olan lavlar ve tüfler bünyelerindeki yarık ve çatlaklarından dolayı az çok su geçirme özelliğine sahiptir. Yine yaygın halde bulunan tüfler büyük ölçüde gözenekler ihtiva ederler. Yörenin oldukça fazla yağış alması, sıcak ve nemli oluşu, kayaçların derinliklerine kadar ayrışmasına sebep olurken, genel yamaç eğimlerinin 25 – 30 derecenin üzerinde oluşu ve yıl içerisindeki belli aylarda alınan toplam yağışın uç değerlere yakın miktarlara ulaşması da kütle hareketlerini teşvik etmektedir.

Günümüze kadar meydana gelmiş olan heyelanların en önemlileri; Çaykara-Ulucami (1929, 146 ölü), Sera (1949), Maçka-Çatak (1988, 63 ölü), Sındıran (1990) ile Karakaş ve Kavak heyelanlarıdır.

Toprak akmalarında örnek olarak Maçka’nın kuzeybatısındaki Ormanüstü Köyü’nün Maçka Deresi’ne bakan yamaçlarının eteklerindeki ve biraz daha güneyindeki sahaları verilebilir.

Yamaç Soliflüksiyonu ise en çok yüksek eğimli ve vadi yamaçları ile yayla ve mezralardır.

 

İKLİM

Trabzon ili, kuzeydeki kutupsal hava kütleleriyle, güneydeki tropikal hava kütlelerinin geçiş sahası üzerinde yer alır. Kışın, güneşim zahiri hareketlerine bağlı olarak, tropikal yüksek basıncın güneye inmesiyle, genellikle kuzeyden gelip Anadolu yüksek kara parçası üzerine yerleşmiş bulunan Sibirya Antisiklonunun ve kuzeyde Doğu Avrupa üzerinde yer alan kutupsal kava kütlelerinin etkisindeki bir konverjans sahası özelliği taşır. Ancak, yeryüzüne yakın kısımlarda, kış sıcaklıkları, kuzeyde Karadeniz’in varlığı ve kıyıya yakın mesafede set gibi uzanan Doğu Karadeniz Dağları’nın bulunuşu nedeniyle, aynı enlemlerdeki diğer sahalara göre oldukça ılıman hale gelir.

Yağışlar, kıyıya yakın alanlarda yağmur, orta ve yüksek kesimlerde ise genellikle kar şeklindedir. Yazın ise yeryüzüne yakın atmosfer bölümlerinde Azor Yüksek Basınç Alanı’nın uzantıları ve Basra Alçak Basınç Merkezi arasında gelişen kuzey sektörlü hava akımları ile Karadeniz üzerinden taşınan nemli kara kütleleri, kıyı kesiminde orografk yağışlara yol açmaktadır. Zaman zaman yine kuzeyden sokulan serin hava baskınları ile soğuk cephe sağanak yağışları da sık sık görülmekte, yüksek seviyelerin soğuk hava damla durumlarında büyük kararsızlık ve önceden kestirilemeyen gelişmeleri ile bol yağışlar düşmektedir. Bölgede bu mevsimde ortalama sıcaklık 18,8 C civarındadır.

Bahar mevsimleri kış ve yaz arasında yumuşak bir geçişi sağlamakta ve bol yağmurlarıyla dikkati çekmekte, özellikle kıyıya yakın alanlar bu aylarda yoğun ekip-dikme faaliyetlerine sahne olmaktadır. İlkbahar mevsimi Mart ayından itibaren kendini göstermeye başlar, Nisan ve Mayıs aylarını içine alır. Bu mevsimde aylık ortalama sıcaklıklar 15 C’nin üzerine çıkar. Sonbahar mevsimi ise yaklaşık üç aylık bir dönemi kapsar ancak Eylül ayı kısmen yaz, Kasım ayı da nispeten kış mevsimi özelliklerini taşır.

Trabzon’da rüzgâr yönü frekansları, sahada etkili olan basınç merkezlerinin yıl içindeki hareketleri, yer şekli özellikleri ve Karadeniz’in etkisi altındadır. Karadan ve denizden esen meltem rüzgârları kuzey ve güney yönlü rüzgârların hâkimiyetini hissetmektedir. Deniz kıyısına yakın kesimlerde güney ve güneybatıdan esen rüzgârlar daha etkilidir. Fön rüzgârları Şubat, Mart ve Nisan aylarında görülmekte ve yılda ortalama on iki günü bulabilmektedir.

Trabzon ilinde yıllık yağış miktarı ve yıl içindeki gidişi, sahanın Karadeniz’e cephe olması nedeniyle yağış şartlarının oluşumunda, hemen kıyıdan itibaren artan bir eğimle yükselen kara sathı ile Karadeniz’in sıcaklığa bağlı ilişkisi etkili temel faktördür. Yağış şartlarının kısa mesafelerde değişiklik göstermesi (mikroklima alanları) yöremizin önemli bir özelliğidir. Bu nedenle İlimizde gerek kıyı boyu ve gerekse iç kesimler arasında farklılıklar gösterir.

Yörede nisbi nem oranlarının yaz mevsiminde yüksek olduğu ve özellikle iç kısımlara doğru arttığı görülmektedir. Bu mevsimde Karadeniz kuzeyinden olan buharlaşmanın, havanın sakin olduğu zamanlarda kıyıya yakın kesimleri etki altında bulundurması ve zamanla güneydeki yüksek alanlarda oluşan alçak basınç merkezine doğru yönelen Meltem rüzgârları sayesinde, nemin doğrudan buralara taşınması yayla alanlarında çoğu zaman öğleye kadar devam eden açık-berrak bir hava hali ardından vadiler boyunca yükselen su buharı, sahayı tamamen kaplamakta ve bazen günlerce çekilmemektedir.

 

BİTKİ ÖRTÜSÜ

Sahanın dikey boyutta değişken olan ılıman ve her mevsim yağışlı iklim şartları, farklı türlerden oluşan bitki örtüsü, farklı türlerden oluşan bitki örtüsü kuşaklarını meydana getirmiştir. Buna göre; 0 – 300 m yükseltilerinden Akdeniz bitki türlerinin sokulduğu psöudomaki (Trabzon hurması, akçaağaç, şimşir, karayemiş, defne, prekanta, muşmula, katran ardıcı, kocayemiş… gibi) elemanları dağılış gösterirken, kıyıya yakın kesimlerden itibaren geniş yapraklı etek ormanları yer almakta (kızılağaç, kestane, meşe türleri, dışbudak, ıhlamur, adi fındık, beyaz söğüt, kavak, doğu çınarı… gibi)dır. Bu katın üzerinde geniş yapraklıların hâkimiyetindeki geniş-iğne yapraklı karışık ormanlar (avrupa kestanesi, adi kızılağaç, adi gürgen, adi fındık, doğu gürgeni, meşe, akçaağaç, üvez, çitlenbik, defne, mor çiçekli ormangülü, kayın, ladin ve köknar) ve daha yukarıda da iğne yapraklıların hâkimiyetindeki ormanlar (sarıçam, ladin, mor çiçekli ormangülü ve bazı çalı türleri) dağılış göstermektedir.

Aşağı kuşağın kıyı kesimlerinde orman örtüsünün tamamına yakınında, daha üst yükselti seviyelerde ise yer yer yerleşim ve tarım alanı açmalarıyla oluşan kesintilere rağmen, 500 – 1850 m yükseltileri arasında hala zengin ve sık bir orman örtüsü varlığını sürdürmektedir. Daha yukarı seviyeler ise fizyolojik bakımdan ağaç yetişmesine müsait olmayan Alpin çayır alanlarıdır. Kış mevsiminde sert iklim şartları nedeniyle hiçbir ekonomik faaliyetin yapılamadığı, daimi yerleşim merkezlerine pek uzak olmayan bu geniş saha, yöre insanlarına hayvancılık bakımından son derece elverişli bir potansiyel sunar. Bu kattaki hayvancılığın diğer alanlardakinden ayrılmasının en önemli nedeni, otların yaz mevsimi boyunca yeşil kalabilmesidir. Çünkü denizden gelen su buharı sayesinde otlar canlılığını yitirmemekte ve hatta korunmaya alındığında çayır haline gelebilmektedir. Böylece yöre hayvancılığı içerisinde büyükbaş hayvan (sığır) besleyiciliği önem kazanmış ve daimi yerleşim alanlarının yetersiz ekip-biçme fonksiyonunu destekleyerek, çoğunda alternatif geçim kaynağı haline gelmiştir.

 

DAĞLIK ALANLAR

Dağlık alanlar, Doğu – Batı doğrultusunda uzanmakta olup, Kuzeyinde Karadeniz kıyılarını gören yay gibi bir antiklinal ekseni oluştururlar.

Doğu – Batı yönünde uzanan su bölümü hattının en yüksek bölümü doğudaki Haldizen Dağları’dır. Bu dağlar aynı zamanda Doğu Karadeniz Dağları’nın en yüksek bölümü olan Kaçkarlar’ın batıya doğru olan son uzantılarıdır. Önemli yükseltileri; Demirkapı (3376 m), Kayışkıran (3156 m) ve Karakaya (3139 m) tepeleridir.

Daha batıda yer alan Soğanlı dağlık kütlesi bir bindirme fayından itibaren aralarına üst kretase – eosen yaşlı riyolit ve porfiridasitlerin sokulduğu dasitik lavlardan meydana gelmiştir. Solaklı Deresi’ni oluşturan Büyük Dere ile Haldizen Deresi arasında ortalama 2500 m yüksekliğinde çok geniş bir plato düzlüğü yer almakta, Soğanlı Dağları’nın alçaldığı bu kesimlerde kıyıyı iç kesimlere bağlayan Of – Çaykara – Bayburt karayolu geçidi bulunmaktadır. Bu hat batıya doğru Kemerlik Dağı (2746 m) ve Ziyaret Tepesi (2850 m) ile devam eder.

Değirmendere Havzası güneyi boyunca Kostan Dağı (2582 m) üzerinden Deveboynu (3082 m) ve Kolat Dağları’nı alçalan bir şekilde aşarak Zigana Dağları’nda bir omuz oluşturur. Burası, 2000 m seviyesi, Karadeniz kıyılarını iç bölgelere bağlayan önemli bir jeo-stratejik geçit olan Trabzon – İran transit karayoluna zemin oluşturur. Trabzon ili sınırları bu bölümde dağ zirvelerinden güneye doğru girinti yapmıştır.

Dağlık alanların batı kısmını Kalkanlı ve Horos Dağları oluşturmakta ve genel yükselti seviyesi giderek düşmektedir. Viran Kilise Tepesi (1784 m), Taşoluk Tepesi (2420 m), Ayeser Tepesi (2423 m) yayın batı kanadını, Kalkanlı Tepesi (2193 m) ise doğu kanadını meydana getirir. Bu yaya bütünüyle Kalkanlı Dağları adı verilir. Kuzeybatı-Güneydoğu yönünde uzanan Horos Dağları 10 – 15 derecelik eğime sahiptir. Değirmendere ana akarsuyuna güneybatıdan karışan Maçka Deresi, Çeşmeler Deresi adı ile kaynağını Taşoluk Tepesi’nin güney eteklerinden alırken, Yeser Deresi, Horos Dağları’nın su bölümü hattından doğarak, kuzeye doğru derin olmayan “V” şeklindeki bir vadi ile Uçurum (2349 m) ve Ayeser tepelerini birbirinden ayırır. Bu dağlık kütlenin tamamı 2000 m’nin üzerindedir. Zirvelere yakın kısımlardan itibaren etkili olan akarsuların mekanik aşındırması dışında özellikle 2400 m’nin üzerinde yer alan konjelifraksiyon hâkimiyeti vardır. Uçurum Tepesi’nin kuzey yamaçlarında eğimin yükselmesi dolayısıyla akarsuların mekanik tesirleri de artmıştır. İl sınırları bu bölgede yaklaşık 2000 m seviyelerinden geçer. Horos Dağları zirvelerinden batıya doğru giderek alçalan bu bölümü hattı Erikbeli Yaylası’na kadar devam eder.

 

Zigana dağları  2356 m (Zigana geçidi 2036 m, Karadağ 1948 m),

Trabzon dağları 3000 m (Kıranbey tepesi  2380 m,  Gümüşki tepesi  2375 m, Koçalak tepesi  1487 m)

Çakırgöl dağı  3063 m, Kemer dağı 2856 m, Kırıklar dağı, Kop dağı, Keşiş dağı, Munavı dağı, Gavur dağı, Alucra dağı, Kolot dağı, Kusba tepesi 2533 m, Zülfe dağı 2760 m.

 

TEPELİK ALANLAR

Dağlık kütlenin kuzeye doğru devam eden vadiler arası bölümleri giderek daralmış ve yan derelerle önemli ölçüde parçalanmışlardır. Bu nedenle tepelik alanlar, yükseltileri güneyden kuzeye doğru giderek alçalan komşu havzalarla olan su bölümü çizgilerini takip eder.

Doğudan batıya doğru başlıça tepeler olan Haldizen ile Karadere akarsuları arasındaki Mador Tepesi (2742 m), Polot Tepesi (2880 m), Ziyaret Tepesi (2829 m), Seslikaya Tepesi (2117 m), Gümüşki Tepesi (2375 m), Karadağ (1946 m), Oba Tepesi (1951 m), Güzelyayla Tepesi (1945 m) ve Yankaya Tepesi (1410 m) havzaların iç kısımlarında, akarsu kolları aralarına doğru sokulan bir dağılış göstermektedirler.

 

YAYLALAR
Sera Gölü Çevresi: Trabzon – Akçaabat yolunun 7 km’sinden güneye 2 km stabilize yolla ulaşılmaktadır. Sera gölü çevresi gelişmiş bir kamp ve piknik alanıdır. Göl sularında olta balıkçılığı yapılabilir.

 

Maçka – Şolma Yaylası: Maçka ilçesinden batıya doğru 22 km toprak yolla gidilebilir. Yolun 16 kilometresi zengin bitki örtüsüne sahip Kulin dağının içinden geçmektedir.


Maçka – Mavura Yaylası: Maçka'nın18,5 km batısındaki Mavura yaylasına yaz aylarında minibüs bulunabilir. Mavura yaylasıyla Solma yaylası arası 3,5 km. orman manzaralı toprak yol, yaya yürüyüş için idealdir.

 

Maçka – Kiraz Yaylası: Maçka İlçesi Gürgenağaç köyü arası 22 km asfalt yol olup, Gürgenağaç köyünden güneye doğru 7 km toprak yolla ulaşılabilir. Yaz mevsiminde ticari araçlarla yolcu taşımacılığı yapılmaktadır. Yaylanın içinden akan buz gibi suda alabalık avlanabilir, yaylada çim kayağı yapılabilir. Temmuz ayının üçüncü cuma günü “Ayeser Şenlikleri” kutlanmaktadır.

 

Lapazan Yaylası: Gürgenağaç köyünün güneyinde 2200 m rakımlı yaylaya 27 km toprak yoldan arazi vitesli araçlarla gidilebilir. Haziran - Temmuz aylarında yer yer kar yığınları görülmektedir. Aşınmaya dayanıklı bitki örtüsü çim kayağına elverişlidir.

 
Maçka – Çakırgöl Yaylası: Maçka - Meryemana yolunun 5 kilometresinden sağa ayrılan toprak yoldan 90 km ilerledikten sonra ulaşılabilir. Yol üzerindeki yaylaların bir kısmına ticari araçlarla yolcu taşımacılığı yapılmaktadır. Çakırgöl yaylasına arazi tipi araçlarla gidilmelidir.  2504 m yükseklikteki Çakırgöl yaylasının yolu üzerinde; Kırantaş, Akarsu, Ayraksa, Livayda Kurugöl, Mesaraş Furnoba, Kasapoğlu, Camiboğazı, Ortaoba ve Deveboynu yaylaları bulunmaktadır.

 

Çaykara – Uzungöl Turizm Merkezi: Çaykara ilçesine 20 km. mesafedeki Uzungöl'e yaz kış ulaşım aracı bulunmaktadır. 1250 m yükseklikteki Uzungöl, eşsiz doğal güzellikleri ile Karadeniz'in son yıllardaki en gözde turizm merkezlerinden biridir. 500 bin m2 alana sahip olan gölde alabalık ve sazan balığı yaşamaktadır. Uzungöl'ün 10 km güneyinde 3000 m yükseklikte Holdizon dağlarında, Balıklıgöl çevresinde yaya yürüyüş yapılabilir ve vahşi doğa şartlarında yaban hayatı izlenebilir.

 

Karadağ Turizm Merkezi – Karadağ Yaylası: Akçaabat – Düzköy yolunun 12. km’sinden batıya dönülerek 28 km toprak yolla gidilebilen yaylaya, yayla mevsiminde ticari taşıtlarla yolcu taşımacılığı yapılmaktadır. 1946 m yükseklikteki yayla bol oksijeni ile akciğer tedavisi görmüş hastaların tatil için tercih ettiği yerdir. Yaylada yaban hayatı da oldukça zengindir.

 

Karadağ Turizm Merkezi – Hıdırnebi ve Kuruçam Yaylaları: Yaylalara Akçaabat – Düzköy yolunun 12. km’sinden batıya dönülerek on kilometrelik toprak yolla ulaşılmaktadır. Yolu yaz – kış ulaşıma açık olan yaylalara ticari taşıtlarla yolcu taşımacılığı yapılmaktadır. Kuruçam – Hıdırnebi yaylaları arası bir kilometredir. 1742 m yükseklikteki yaylalarda alt yapı hizmetleri tamamlanmış durumdadır. 20 Temmuz'da başlayıp üç gün süren Hıdırnebi şenliklerinin düzenlendiği Hıdırnebi tepesi doğal manzara seyir terası konumundadır. Orman içinde kurt, tilki, çakal vb. yabani hayvanları izlenebilir, foto safari yapılabilir. Yol üzerinde Acısu köyünde maden suyu kaynağı ve pansiyon bulunmaktadır.

 

Tonya – Erikbeli Turizm Merkezi – Erikbeli Yaylası: Tonya ilçesinden güneye 24 km toprak yolla ulaşılan, Erikbeli yaylasına yaz aylarında ticari taksi ve dolmuşlarla yolcu taşımacılığı yapılmaktadır. 1800 m yükseklikteki yaylada alt yapı hizmetleri tamamlanmış durumdadır. Erikbeli Turizm Merkezi, Kadırga, Çatma Obası, Sazalanı, Zigana, Ken yaylalarına giden yolların birleştiği kavşaktadır. Erikbeli, Sazalanı, Ken, Sinlice, Şıkkıranı ve Siz dağı yaylaları arası doğa yürüyüşü için idealdir. Ken yaylası Erikbeli Turizm Merkezi'nin 9 km kuzeyinde, Şıkkıran yaylası 19 km kuzeyinde orman içerisindedir.

 

Sazalanı Yaylası: Tonya’ya 24 km mesafedeki Erikbeli Turizm Merkezi’nin 5 km batısında yer alan Sazalanı yaylasına ham toprak yolla ulaşılmakta olup, yayla mevsiminde ticari araçlarla yolcu taşımacılığı yapılmaktadır. 1700 m yükseklikteki yaylada alt yapı hizmetleri tamamlanmış durumdadır. Yaylada lokanta, kır kahvesi, bakkal bulunabilir.

 

Sis Dağı Yaylası: Tonya’ya 24 km mesafedeki Erikbeli Turizm Merkezi’nden sonra kuzeybatıya 25 km toprak yolla Sis dağı yaylasına ulaşılır. 1550 m yükseklikteki yaylada kısmen altyapı hizmetleri getirilmiştir. Her yıl Temmuz ayının üçüncü cumartesi günü Sis Dağı Şenlikleri yapılmaktadır.

 

Kadırga Yaylası: Kadırga yaylası, Tonya’ya 24 km mesafedeki Erikbeli Turizm Merkezi’nin 14 km doğusundadır. Ham toprak yolla ulaşılan yaylaya yaz aylarında ticari taşıtlarla yolcu taşımacılığı yapılmaktadır. Yayla, 2300 m yükseklikte ağaç yetişme sınırının üzerindedir. Her yıl Temmuz ayının üçüncü cuma günü kutlanan Kadırga Şenlikleri'ne on binlerce kişi gelmektedir. Halk oyunları gösterileri, yarışmalar, davul zurnalı eğlenceler sırasında tonlarca et, ekmek, yayık ayranı tüketilen Kadırga Şenlikleri büyük bir pazara, panayıra benzemektedir. 

 

Çatma Obası Yaylası: Tonya’ya 24 km mesafedeki Erikbeli Turizm Merkezi’nin 14 km doğusunda yer alan Kadırga yaylasının 9 km güneyindedir. Yaylaya özel araçlarla gidilebilir. 2200 m yükseklikteki Çatma obası küçük bir yayladır. Erikbeli – Kadırga – Çatma Obası Yaylası ve Zigana Kayak Merkezi arasında doğa yürüyüşü yapılabilir. Mızraklı Su, Şehitler tepesi, Çıngıraklı kuyu gibi efsaneleri olan mekânları vardır.

 

Mızraklı Su: Efsaneye göre, savaş sırasında çok susayan asker bir mızrağı ortadan kırıp sağa sola bütün gücüyle fırlatır. Mızrağın bir parçasının saplandığı yerden su çıkar, diğer parçasının saplandığı yerde su kaybolur. 50 – 60 metre aşağıda esrarengiz bir şekilde çimlerin arasında yok olan suyun çıktığı bölüm, günümüzde beton koruma altına alınmıştır. 

Çıngıraklı Kuyu: Bu adı, kuyuya atılan bir taş parçasının uzun süre ses çıkarmasından almaktadır. Girişin uzun zaman karla kapalı kaldığı mağara bulunmaktadır.

 
Düzköy (Haçka Obası) Yaylası: Yaylaya, Trabzon’a 40 km mesafedeki Düzköy ilçesinden güneye 12 km toprak yolla ulaşılabilinir. 1784 m yükseklikteki yaylada alt yapı hizmetleri tamamlanmış durumdadır. Temmuz ayının üçüncü cuma günü Kadırga, 14 Ağustosta Karaabdal şenlikleri yapılan yaylada Haçkalı Baba türbesi ilgi çekmektedir.

 

VADİLER, YAMAÇLAR

Akarsuların oluşturduğu vadiler özellikle ikinci dereceden kolların ve onlara karışan yan derelerin bulundukları kısımlarda oldukça dardırlar. Bu özellik sahanın büyük kısmında hâkimdir. Yörenin nemli iklim karakteri, havzaların hızlı akışlı olması ve fazla yük taşımaları, derine aşındırmada başlıca rolü oynamıştır. Aşınmaya karşı dayanıksız olan tüf, aglomera ve kalkerli yapılarda, derine aşındırma hızlanarak bir taraftan konsekant kollar gelişirken dik “V” şekilli vadiler oluşmuş, diğer taraftan da bu vadilerin yamaçlarında meydana gelen tali kollar arttırdıkları aşındırma faaliyetleri ile yamaçları iyice parçalamışlardır. Böylece sahada bugün görülen dantritik drenaj ağının oturduğu muntazam denize doğru alçalan vadi sistemi meydana gelmiştir. Dar bir alana sahip olsa bile erozyonla taşınan molozların vadi tabanına yakın alçak yamaçlarda birikmesiyle, düşük eğimli kısmi düzlükler oluşmuştur. Aynı zamanda bu tür alanlar taşıma elverişlidir.

Trabzon ilindeki en gelişmiş vadiler, batıda güney-kuzey yönünde uzanan Foldere Vadisi, Değirmendere akarsuyunun kurulu olduğu güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda Karadere Vadisi ve doğudaki güney-kuzey uzanış gösteren Solaklı Deresi vadisidir.

Güneyde 1900 m yükseltisindeki Horos ve Kalkanlı dağlarının su bölümü çizgisine yakın, kuzeye bakan yamaçlarından başlayan Değirmendere Vadisi giderek derinleşerek Maçka’ya kadar uzanır. Burada vadi tabanı yaklaşık 270 m’ye kurulmuş ve 30 km mesafede 1630 m’lik yükselti farkını kat eden yüksek eğimi ortaya çıkmıştır. Maçka’da aniden daralan vadi, buradan kuzeye doğru hem yana hem de derine doğru genişler, Esiroğlu yakınlarında ortadan kalkarak aşağı çığıra geçer.

 

AKARSU VE GÖLLER

Buzul vadilerinden zirvelere doğru çıkıldıkça hemen her vadide dağılış gösteren yirmiye yakın, bazıları peş peşe birer gideğenle birbirine bağlı, alanları 100 – 1900 m2 genişliğinde değişen buzul gölleri yer almaktadır. Karagöl, Sarıgöl, Balıklı Göl ve Aygır gölleri en önemlileri olarak sayılabilir. Demirkapı, Sağ ve Multat dereleri kaynaklarını bu dağların kuzey yamaçlarından alırlar. Her biri buzul vadilerine kurulu cılız akarsulardır. Yan dereleri almaya başladıkları yaklaşık 2000 m seviyelerinden itibaren taşıma güçlerinin artmasıyla birlikte kuzeye doğru flüviyal topoğrafya kendini iyice belli etmeye başlar. Solaklı Deresi’nin doğudaki önemli kolu olan Haldizen Deresi, Demirkapı, Sağ ve Multat derelerinin katılımıyla kuzeyde 1150 m seviyelerinde Uzungöl’e ulaşır. Buradan itibaren Solaklı Deresi adı altında devam ederek Karadeniz’e karışır.

Kemerlik Dağı ve Ziyaret Tepesi hattı aynı zamanda Karadere’nin güneyindeki su bölümü çizgisini de teşkil etmektedir. Karadere’nin Yağmurdere koluyla birleştiği kesime doğru kuzeye girinti yapan su bölümü çizgisi, bu kolu içine alacak şekilde güneybatıya doğru uzanarak Değirmendere Havzası su bölümü hattına ulaşır. Karadeniz sahil yolundan güneye, Karadere boyunca ayrılan Araklı-Dağbaşı karayolu, bu bölgede Taşköprü civarında alçalan su bölümü hattından güneye doğru Gümüşhane’ye ulaşır.

Trabzon ilinin batısındaki Foldere ve Değirmendere’nin doğusunda kalan Karadere ve Solaklı dereleri kaynaklarını Horos, Soğanlı ve Haldizen Dağları’ndan almaktadır. Foldere, Değirmendere, Karadere ve Solaklı Deresi’nin yukarı havzaları güneyde birbirleriyle kavuşurken, daha küçük havzalar halindeki Kalenima Deresi, Yanbolu Deresi, Küçükdere ve Manahos Deresi, kısa boyları ve hızlı akışlarıyla oldukça dar vadiler meydaa getirirler. Yamaçların farklı kayaçlardan meydana gelmesi de engebeyi kuvvetlendiren diğer bir faktördür. Tortul ve volkanik sediman karakteri taşıyan yüzeyler kolay aşınırken, volkanik kayaçlar yamaç boyunca yer yer ortaya çıkarak normal yamaç seviyesinden yüksek satıhları oluşturmuşlardır.

Foldere, Kale deresi, Değirmendere, Yanbolu deresi, Karadere, Koha deresi, Sürmene deresi, Solaklı çayı, Baltacı deresi, İyidere.

İlimizdeki göller, Uzungöl heyelan seti gölü, Balıklı Göl, Aygır Gölü, Kara Göl ve Haldizen Dağları’ndaki büyüklü, küçüklü diğer buzul gölleri ile Sera heyelan seti gölüdür.

 

DELTALAR

Karadeniz’e dökülen akarsular, Pleistosen esnasında deniz seviyesinin alçalıp yükselmesi dolayısıyla, kıyılardaki aşındırma ve biriktirme faaliyetleri üzerinde de önemli etkilerde bulunmuşlardır. Yataklarını 90 m kadar yarmışlar, son post-glasyal dönemde deniz seviyesinin yükselmesine bağlı olarak aktıkları vadiler boğulmuş, deniz, vadi ağızlarında karaya doğru girinti yapmıştır. Daha sonra akarsuların getirdiği alüvyonlar, dolu bir vadi şeklinin gelişmesine neden olmuştur. Bunlardan en önemlisi olan Değirmendere Deltası’nın günümüzdeki kıyı uzunluğu yaklaşık 4 km, vadi içine uzantısı 3,5 km ve alanı 7 km2 civarındadır. Diğer deltalar ise Fol Deresi’nin Vakfıkebir, Sera Deresi’nin Yıldızlı, Kalenima Deresi’nin Söğütlü, Yomra Deresi’nin Yomra, Yanbolu Deresi’nin Yalıboyu, Karadere’nin Araklı, Küçük Dere’nin Aşağı Çavuşlu, Manahos Deresi’nin Sürmene ve Solaklı Deresi’nin Of yakınlarında oluşturdukları daha dar alüvyal düzlüklerdir.

bottom of page