Tokat
TOKAT COĞRAFYA
Tokat, Orta Karadeniz Bölgesinin iç kesiminde yer alan, tarihi kültürel ve doğal güzelliklerini koruyarak günümüze kadar taşıyan ender bir Anadolu şehridir.
Kuzeyinde Samsun, Kuzeydoğusunda Ordu, Güney ve Güney Doğusunda Sivas, Güneybatısında Yozgat, Batısında Amasya, topraklarıyla çevrili olan ilimiz, Yeşilırmak’ın bereketli vadisinin üzerinde kurulmuş olmasının verdiği avantajıyla, tarihi boyunca önemli bir yerleşim merkezi olma özelliğini göstermiştir.
Tokat’ın merkez ilçesi güneyde yüksek kesim, orta kesim ve kuzeyde aşağı kesim olmak üzere üç bölüm halinde kümelenmiştir.
İlde merkez ilçe dâhil 12 ilçenin yanında 65 belde ve 609 köy mevcuttur.
Tokat'ın jeolojik yapısı
Birinci zaman (Paleozoik) , ikinci zaman (Mezozoik), üçüncü zaman (Neozoik), dördüncü zaman (Kuaterner) jeolojik dönemlere göre şöyle açıklanmaktadır.
BİRİNCİ ZAMAN (PALEOZOİK):
Tokat ve çevresindeki en eski kayaçların oluşumu bu dönemlerdedir. Bu dönemdeki oluşumlar: Çekerek ve yöresi kuzey ve kuzeydoğuya doğru Turhal-Zile-Tokat yöresi ile Kelkit ve Tozanlı havzası arasındaki dağlar boyunca Reşadiye'ye kadar uzanır. İl içerisinde Paleozoik formasyonları, killi şistler, kısmen metornorfizmaya uğramış (mermerleşmiş) kalkerler, serpantin ve diyabazlardan oluşmuştur. Zile ovasının kuzey ve batı sırtlarında Paleozoik formasyonlar yeşil şistler ve koyu renkli mermerlerden oluşmuştur.
İKİNCİ ZAMAN (MEZOZOİK):
Bu dönemde genel olarak kalker- marngre - konglomera ve fil işlerden oluşan kayaçlara, Kelkit vadisinde Erbaa-Niksar-Reşadiye yörelerinde rastlanır. Zile'nin kuzeyindeki killi şist mermer serisi üzerinde beyaz renkli, bazen kaba ve zoojen yapıda olan kalkerler bulunmaktadır. İkinci Jeolojik zamanda Zile-Turhal bölgesinde önemli mostralar (doğal yarmalar) şunlardır:
-
Kazancı ve Kelkit köyleri arasında Doğu-Batı doğrultusunda kalkerler
-
Eski köy ile Çivril arasında lambolar
-
Çayır ve Yünlü köyü kalkerleri. Bu kalkerler bazen tipik breşler halinde bulunurlar.
Kazancı ve Kelkit arasındaki kalkerler bölgenin serpantin heyelanlarından etkilendiğinden bazen serpantin serisi içerisinde gibi görünürler. Kervansaray ile Tekke Elik arasındaki kalkerler tamamen zoojendir. Grinoides ve echinid parçaları ile belemitesleri içerirler. Belemitcslerin bulunuşu bunların mezozoik devre ait olduğunun kesin kanıtıdır. Zile ovasında tek tek olarak sıralanmış Zile kalesi, Güvercinlik, Hüseyin Gazi, Akbaba, Çal tepeleri mezozoik kalkerlerden oluşmuş, etrafı faylarla sınırlı hostlardır. Zile çukurunun kenarındaki konglomeraların çimentosunda orbitoides, marnlı kalkerlerin içerisinde inorceramus, belemitella ve Turhal civarında mostralarda anachytes, Tekneli yöresinde inoceramus ve orbitoidesler bulunmuştur. Bunlar bize kretansen'in varlığını kesin olarak göstermektedir. Zile ovasının güney ve güney batısında bulunan merkeze bağlı Fatih ve Süleymaniye köylerinden itibaren geniş bir saha üst kretase konglomeraları vardır.
Bunların üzerinde bir marn tabakası bulunmaktadır. Konglomeranın çimentosunda ve marnlardaki mikrofosiller konglomeranın üst kratesiye ait olduğunu göstermektedir. Bu tabakalar genel olarak kuzey eğilimlidir. Yeşilırmak havzasında mezozoik’in jurasik devrine ait Haz katı Kelkit Çayı kuzeyindeki granitik masifleri saran sahralarda görülmektedir.
Bunlar Sinemurien'den itibaren zengin ve çeşitli fosilleri içerirler. Lias’ın özelliği kalınlığının az (100 metre) ve litoloji bakımından somut (homojen) olmasıdır. Burada lias ile alt kretase arasında büyük bir lakün (Stratigrafik boşluk) vardır. Kelkit çayı güneyinde az çok beyaz renkli yumuşak ve marnlı kalkerlerden oluşan alt kretase vardır. Liasın hemen üzerinde bu alt kratesenin bulunması burada strafik boşluğun olduğunu göstermektedir. Kelkit Çayı havzasında üst kretaseye de rastlanmaktadır. Burada rastlanan üst kretase boz – beyaz ve pembe kalker şeritleri bulunan yeşilimsi renkli bir filişten oluşmuştur.
ÜÇÜNCÜ ZAMAN (NEOZOİK):
Almus-Erbaa-Niksar yörelerinde rastlanan filiş, kalker, marnlı kalker ve konglomeralar, bu zamana ait oluşumlardır. Eosen filisin önemli mostralarına Zile-Çeltek'in kuzeyinde rastlanır. Yine yerel olarak da Zile-Tokat bölgesinde bu devir arazisine rastlanmaktadır. Bu bölgede eosen genel olarak volkanik ve filiş fasiyesine (dış görünüşüne) ayrılır. Volkanik formasyonlar esas olarak da kalker çakıllarını içerir. Filişlerde konglomera gre, marn ve bazende kalker mercekleri vardır. Tokat-Çamlıbel yöresinde Behram köyü sırtlarında konglomera ve Grc'lerde küçük nümmilitler bulunmuştur. Kalkerlerde ostrcs gigantica, natica vvillemeti, turritella cmbricalaria, assilina, spira, nummilites laevigatus vardır ve bunlar eosen döneminin tabakalar dizisinin (formasyonlarının) varlığını gösterir.
Zile, alüvyon bölgesinin güney sırtlarında alüvyonların bitip, serpantinlerin veya üst kratese konglomeraların başladığı yerde açık renkli ve çoğunlukla yatay tabakalardan oluşan gre, konglomera ve marnlar görülmektedir. Bunlar çok yenidir. Üzerleri alüvyonlarla örtülüdür. Bu formasyon içinde hiçbir fosil bulunmamasına rağmen diğer benzerlerine göre neojen olması muhtemeldir.
Zile'de Olukman ve Kireçli köyleri arasında neojenin tabanında iri elemanlı kumlarla çimentolaşmış çakılların özellikle kuartz, şist, radyolorit ve mermer parçalarından oluşan konglomeralar bulunmaktadır. Aynı konlomera ve kumtaşlar Kireçli Köyünün Kuzeyindeki versanlar da (aklanlarda) güney batıya 15-20 derece eğimlidir. Zile ovasının güney kenarında Süleymaniye-Fatih Belpınar çevresinde neojeni kaba taneli kum taşları ve marnlı üst kretase onglomeralarını örtmektedir. Neojen ovanın merkezinde ve derelerin yataklarında kalın bir alüvyon örtü bulunmaktadır. Derelerin getirdiği alüvyon ve diğer matelyaller olduğu gibi gevşek çimentolu neojen konglomeraların dağılması ile oluştukları için birçok yerlerde neojenin kalınlığı ova ve tek tek oluşan tepelerin kenarlarında biraz uzaklarında 150-200 metre kadar tahmin edilmektedir.
DÖRDÜNCÜ ZAMAN ARAZÎSİ (Kuaterner):
İl dâhilinde dördüncü zaman arazilerine, Artova-Erbaa-Niksar-Turhal ve Zile ilçeleri ile Kazova-Omala (Gözova) ve Kelkit Ovalarında rastlanır. Bu devir arazilerini kum, çakıl, kil, travertenli topraklar oluşturmaktadır. İl dâhilinde magmatik kayaçlar genellikle Turhal ovasında, Tokat'ın kuzeydoğusunda Almus'tan, Erbaa'nın kuzeyinde Ayvacık'a kadar olan bölgenin doğusunda kalan alanın yaklaşık yarısını kaplamaktadır. İl dâhilinde iki ayrı kayaç “heyelan” grubu ayırt edilir.
-
Granitlerden kuvarslı dioritlere kadar kayaçlar.
-
Adi dioritlerden itibaren bazik kayaçlar.
Tektonik Yapı;
A-) Kıvrımlar: İl dâhilinde Zile ve Tokat dolaylarında eski şistlerde şiddetli kıvrımlar Hersinyen Orojenezine aittir. Kretase ile eosen arasındaki lakün ve diskordanslar laramiyen fazandan (evresinden) sakin geçmediğini gösterir. Asıl paraksismal hareketler pirene fazına (evresine) aittir. Çünkü oligosene ait jipsli seri geniş dalga ile kıvrımlı olduğu halde eosen, kratese ve paleozoik anormal durumlar meydana getiren hareketlere uğramıştır. Bu hareketler esnasında Turhal doğusunda Eğertepe'de, Tokat Merkez ile Tekneli Köyü arasında Kızıliniş'te ve Çamlıbel'in güney versanında (aklanında) paleozoik kreatese veya eosen üzerine sürüklenmiştir. Mezazoik kalkerleri nümilitikten önce önemli kırılma ve kıvrılmalara uğramıştır. Bu esnada Kelkit depresyonu ve çeşitli dislokasyonlar meydana gelmiştir. Tersiyer başında şiddetli olan hareketler neojende hemen hızını kaybetmiştir. Genç tabakaların yatay durumları bunun başlıca kanıtlarıdır.
B-) FAYLAR (Kırıklar) :Batıda Saros Körfezi'nden doğuda Araş vadisine kadar uzanan ve uzunluğu 1500 km den fazla olan bir fay ve tektonik havza sistemi ilimiz dâhilinde Yeşilırmak-Kelkit bölgesinden geçmektedir. Bu stürüktürün genel doğrultusu; Batı-Doğu ile Batı-Kuzeybatı, Doğu - Güneydoğu arasındadır.
C-) DEPREMLER: Yeşilırmak havzasının en etkin tektonik stürüktürü Havza’dan – Erzincan’a kadar uzanmaktadır. Buna ilaveten Amasya civarındaki çukurluklar ile Tokat-Almus - Zile çukurluğu da etkin olan strüktürlerdir. Tektonik strüktürler boyunca sık sık hafif depremler olmaktadır. Sismik zonlarda bulunan Niksar-Tokat-Zile gibi şehirlerimiz Roma devrinden beri önemli yerleşme alanlarıdır. Buralarda o zamandan günümüze kadar birçok zararlı depremler olmuştur. En son önemli zarar veren depremler 1939’da doğuda Erzincan’dan, batıda Amasya’ya ve güneyde Sivas’tan, kuzeyde Karadeniz’e kadar olan sahada etkili olmuş ve çok ağır hasarlara neden olmuş ve 40.000 (Kırkbin) kişi ölmüştür. 1942 Aralık ayında Erbaa-Niksar yörelerinde şiddetli bir deprem olmuş ve 500 kişi ölmüştür. İl dâhilinde de zaman zaman bazı stürüktürler boyunca şiddetli depremler meydana gelmiştir. Diğer hatlarda ise hafif sarsıntılar gözlenmiştir. Genellikle bölgede etkili olan şiddetli depremler, dünya ölçüsünde çok şiddetli depremler arasında yer almaktadır.
İKLİMİ
Tokat ili Karadeniz kıyısı ile İç Anadolu arasında geçit alanı durumunda olup, bölgede değişik yörelerde değişik iklim tipleri görmekteyiz.
Kelkit vadisinde kışlar ılık ve yazlar sıcak geçerken, Reşadiye’nin güneyinde Akdeniz bölgesi iklimini andıran bir iklim görülmektedir. Tozanlı vadisinde kışlar ılık, yazlar serin geçerken, Çekerek bölümünde, yayla karakteri sert kışlar, serin yazlar görülür.
İlde yağmurlar batı rüzgârları ile gelir. Yağmur daha çok baharda yağar.
Rüzgâr Durumu; Değişik yönlerden esen rüzgârlar Tokat'ın iklimini ve tarım alanlarını etkilemesi bakımından önemlidir. Yaz aylarında en hâkim rüzgâr doğu-kuzeydoğu doğrultusunda esen poyrazdır. Sonbaharın başlarında da etkili olur. Bu rüzgâr yazın estiğinde serin ve kurudur. Yine yaz mevsiminde zaman zaman kıbleden rüzgârlar eser. Samyeli denilen bu rüzgârların yöredeki diğer bir adı da kabayeldir. Estiği günlerde kavurucu sıcaklıklara neden olur. Kışın kuzey batıdan esen karayel, kuzeyden esen yıldız ve yine doğu-kuzeydoğu yönünden esen poyraz, havaların soğuk geçmesine ve kar yağışlarına neden olur. İlkbaharda ise batıdan esen rüzgârlar ve güney batıdan esen lodos havaların yumuşamasına ve bol yağışlara neden olur. Bu rüzgârlar zaman zaman yıldırım düşmelerine ve yöre tarımını olumsuz etkileyen dolu yağışlarına da neden olur.
BİTKİ ÖRTÜSÜ
Tokat yurdumuzun sayılı orman bölgelerinden biridir. Kuzeyde ve güneyde il topraklarına giren dağların hemen hepsi ormanlıktır. Bölge ormanlarının genişliği iller içinde altıncı gelir.
Tokat’ta narenciye hariç diğer bütün bitki ve ağaçları görmek mümkündür. Erbaa, Kozlu, Meydandüzü ve Osmanköy civarında yabani çay, Kale köyü civarında Çatalan ormanları ve Reşadiye ilçesi Kazalapa yakınlarındaki orman serileri içerisinde Lübnan sediri ve Erbaa Doğanyurt (Hayati) ve Niksar Kümbetli (Herkümbet) ve merkez arasında kalan alanlarda yabani zeytinlikler ve aynı zamanda bu dolaylarda nar ve incir doğal şekilde yetişmektedir.
Ormanlar daha çok Almus, Reşadiye ve Niksar ilçeleri dolaylarındadır. Karaçam, sarıçam, köknar, gürgen ve sedir gibi ağaç türleri en yaygın olanlarıdır. Bu ağaç türlerinin içerisinde yer yer fındık, kızılcık, yabani erik, elma, ahlat, alıç, gibi türlere de rastlanmaktadır.
Ovalarda ve vadi tabanlarında ise söğüt ve kavak çoğunluktadır. Artova ve Zile dolaylarında ağaçlar çok seyrekleşir. Bu yörelerde hâkim bitki örtüsü bozkırlardır. İlkbahar ve yaz başlarında yeşil olan bu bitki örtüsü yaz sonlarında sararır, bozkır görünümünü alır.
DAĞLARI
Tokat ilinde 3 dağ dizisi vardır. Bunlar Canik Dağları, Kelkit ve Tozanlı vadilerini meydana getiren dağ dizisiyle Yeşilırmak Vadisinin güneyinde uzanan dağ dizisidir.
Genellikle ırmakların açıldıkları yerlerde ova ve yaylalar, yaklaştıkları yerlerde ise Karadeniz’e paralel uzanan sıradağlar şeklinde devam ederler. Doğuya doğru gidildikçe dağlar birbirlerine çok yaklaşırlar ve yükseklikleri de artar. Rakımı 188 m’den 2870 m’ye kadar değişen yükseklikler arasında yer alan dağların başlıcaları;
Şehnakayası (2385 m), Dumanlı (2200 m), Erdembaba Tepesi (2181 m), Asmalı Dağ (2116 m), Toraç Dağı (2112 m), Geyikbaba Tepesi (2090 m), Çamlıbel (2020 m), Bugalı Dağı (Câmi Tepe 1945 m), Köroğlu Dağı (1930 m), Akdağ (1900 m), Deveci Dağı (1892 m), Dönek Dağı (1820 m), Keltepe (1794 m), Somun Tepesi (1780 m), İmamgâzi Tepesi (1779 m), Mamu (1779 m), Topçam Tepesi (1628 m), Yaylacık (1620 m), Killik Tepe (1546 m), Poyrazlık Tepesi (1535 m), Gölağa Tepesi (1502 m)’dir.
OVALARI
Her türlü tarım yapılabilen bereketli ovalar, ilin dört bir yanına dağılmıştır.
Kazova: Tokat Turhal arasında, yer alan ve Yeşilırmağın suladığı ova 20.000 hektardır.
Omala Ovası: Gümenek regülatörü ile Omala köyü arasında kalan, 3200 hektar genişliğindeki sulak alandır.
Turhal Ovası: Turhal ve civarında, Yeşilırmağın geniş kıvrımlar yaparak Amasya istikametinde daraldığı, Dazya deresi önlerine kadar devam eder. 4500 hektar genişliğindedir.
Niksar Ovası: Kelkit ırmağının Fatlı kesiminde, Mansap istikametinde, talazan köprü boğazına kadar devam eder, 8000 hektar genişliğindedir.
Erbaa Ovası: Kelkit ırmağının Tepekışla önünden başlayıp, Kale boğazına kadar devam eder. 6500 hektar genişliğindedir.
Artova Ovası: Günçalı köyü boğazından başlayarak, Çekerek suyunun Çamlıbel bucağını takiben, Sulusaray önlerine kadar devam eden büyük bir ovadır. 15.000 hektar genişliğindedir.
Zile Ovası: 2000 hektarlık Maşat ovası, 2000 hektarlık Iğdır ovası ve Yeşilırmak’ın kolu Hotan deresinin iki yanında yer alan, 6000 hektarlık ovalarla birlikte toplam 10.000 hektardır.
Bu ovalarda tahıl, şekerpancarı, tütün başta olmak üzere her çeşit meyve, sebze ve ayçiçeği yetiştirilmektedir.
YAYLALARI
Tokat ilindeki yaylalar, Devlet orman sınırları içerisinde korumaya alınan alanlar içerisinde yer almaktadır.
Bunların başlıcaları, Tokat’ta, Topçam, Batmantaş, Muhat ve Dumanlı yaylaları, Reşadiye’de Seleman, Bozçalı ve Kızılcaören yaylaları ile Niksar’da Çamiçi yaylasıdır.
BARAJ ve GÖLLERİ
Zinav Gölü: Reşadiye ilçesinin Yolüstü (Meğedüm) köyüne 3 km mesafede tatlı sulu bir göldür. Gölü besleyen bir dere vardır. Yüzeyi takribi 1,5 km2’dir. Mansap’tan boşalan ayakla Kelkit ırmağına ulaşır. Batak yerleri yoktur. Ortalama derinlik 10 – 15 m arasında değişmektedir. Etrafı korunmaya alınmış ormandır. Kızılkanat denilen çok lezzetli balıkları vardır.
Güllüköy Gölü: Reşadiye ilçesinin aynı isimle anılan köyündedir. Büyük bir göl olup, yüzeyi 16.5 km2’dir. Yan derelerden gelen sızıntı sular ve kış suları ile beslenir. Ortalama derinlik 7 m’dir. Suyu tatlıdır.
Bunun dışında Almus Barajı Belpınar, Bozpınar, Bedirkale, Akbelen, Akınköy, Sulugöl, Koçaş, Aşagığüçlü, Ortaören, Boldacı, Üçyol, Kızık, Güzelbeyli, Büğet göl ve barajları bulunmaktadır.
AKARSULARI
Tokat ili topraklarını Yeşilırmak ve kolları sulamaktadır.
Tozanlı Kolu: Köse dağının 2801 m rakımlı batı versanlarından çıkar. Karacan ve Tekeli dağları arasındaki vadilerden geçerken, birçok yan dereleri alarak 365 km’de Almus Baraj gölüne gelir. Daha sonra Dönek ve Mamu dağları arasındaki 12 km’lik boğazdan geçerek Omala ovasına girer. Buradan Kazova’ya açılır. Gümenek regülatöründen Turhal’a kadar birçok yan dereleri alır (Behzat deresi gibi). Kazova’dan sonra Turhal ovasına girer. Burada Gülüt ve Hotan yan derelerini alır. Turhal ovasından sonra takriben 30 km’lik bir boğaza girer. Amasya ilinde Gendingen ovasında Çekerek kolu ile birleşir. Uzunluğu 468 km’dir.
Kelkit Kolu: Erzincan’ın kuzeyinde Sipikör, Pülür, Otlukbeli, Sarhan ve Balaban dağlarından doğan ufak derelerin, Kelkit kasabası civarında birleşmesi ile meydana gelir. Yusuf Bey köprüsü ile Tokat’a girer. Fatlı köprüsüne kadar dar bir vadide kuzeybatı doğrultusunda akarak, Niksar ovasına girer. Kuzeybatı doğrultusunda akmaya devam edip, Erbaa ovasını kat ederek bu ovanın kuzeyindeki kale boğazında, Kale köyü güneyinde Yeşilırmakla birleşir. Boğazdan Samsun İline geçer uzunluğu 373 km’dir.
Çekerek Kolu: Çamlıbel dağlarından doğan Kızık, Dinar, Çalı ve Kavak tepelerinden doğan Finize derelerinin Çamlıbel bucağı dolaylarında birleşmesi ile meydana gelir. Artova’da güneybatı doğrultusunda akar. Musaköy civarında güneyden gelen Karadere kolunu alır. Sulusaray’dan itibaren, dik yamaçlı dar bir boğaza girip, buralarda Gergümez, Gündelen, ve Akdağmadeni dereleri ile birleşir. Yangı köyünden kuzeye dönüp, Çellokışla önünde İsa deresi ile birleşip, Kaleboğazı baraj yeri ve daha sonrada Kazankaya baraj yerine gelir. Buradan sonra vadisi genişler ve Geldigen ovasına açılır. Bekdemir köprüsü civarında Çorum’dan gelen Çat deresi ile birleşir. Amasya Kayabaşı mevkiinde, Yeşiilırmak ile birleşip Karadeniz’e ulaşır. Uzunluğu 276 km’dir.
Mağaralar
Ballıca Mağarası: Pazar ilçesinde bulunan Ballıca Mağarası 680 m uzunluğu ve 94 m yüksekliği ile Dünyanın en gösterişli mağaraları içerisinde yer almaktadır.
Kaplıcalar
Sulusaray Kaplıcası: Tarihi Nice Polis Harabeleri arasında kaynayan Sulusaray Kaplıcaları ilde ve bölgede en önemli kaplıcadır. Kaplıca suyu 55 C’dir. Minarellerine göre tuzlu, sülfatlı-hafif acı su olarak isimlendirilmiştir. Sulusaray Kaplıcası şu an romatizmal hastalıklardan rahatsız olanlara şifa vermektedir. Kaplıcanın bulunduğu yerde, sezon süresinde kiraya verilen pansiyon, Konaklama yerleri ve çadırları ile gelerek kamp kurmak isteyenlere de kamp yerleri verilmektedir.
Reşadiye Kaplıcası: Reşadiye ilçesinde yer almaktadır. Ortalama sıcaklığı 40 – 41 C’dir. Romatizma, felçli hastalıklara ve kireçlenmelere karşı tedavi edici bir özelliği vardır. Kaplıca son derece modern motel, yıkanma havuzları ve tesislere sahiptir.