Rize
RİZE TARİHİ YERLER
AHŞAP EVLER
Rize’de ormana yakın yerlerdeki yayla evleri ahşaptır. Ahır olan alt kat taş; mutfak, kiler, oturma ve yatma yeri olarak kullanılan üst kat ise kalın tahtadan yapılır. Çatı, “hartama”, “harduma”, “hartuma” ya da “hartıma” denilen yaklaşık 1,5 – 2 cm kalınlığındaki çam tahtalarla örtülür. Rüzgârın uçurmaması için üzerine taş parçaları yerleştirilir. Üst katlar bazen tek, bazen de iki bölmeli olabilir. Tek bölmeli olan evlerde kiler, mutfak, oturma ve yatma yeri aynı oda içindedir. İki bölmeli olan evlerde bir taraf mutfak ve kiler, diğer taraf oturma ve yatma bölümü olarak kullanılır. Evlerde ocak vardır. Ocağın olduğu giriş kısmın zemini de genelde ahşaptır.
NAYLALAR
Karadeniz yöresel mimarisinin tipik bir mimari elemanı olan nayla (serender), yiyeceklerin (özellikle mısır, bakliyat, patates, yağ, peynir, kış armudu, laz elması, ince hurma, muşmula vs.) zararlılardan korunması, kurutulması ve depolanması için kullanılır. Direkler üzerinde kurulu, ahşap ve çatılı bir yapıdır. Genellikle cephelerinde ahşap süslemeler bulunur. Yerden belli bir mesafe yüksekte kalan naylaya, kolay yerleştirilip çekilebilen bir merdivenle ulaşılır.
KONAKLAR
Rize’nin kendine özgü yaşam tarzınının en somut hali, birkaç asır evvel ustalıkla inşa edilmiş konaklarında görülebilir. Bu konaklar genellikle yamacın eğimine uyacak şekilde bodrum kat üzeri iki kat olarak yapılmıştır. Rize konaklarında mutfak önemli bir yer tutar. Mutfaktan evin merkezinde bulunan ve yamaç tarafına bakan salona (hayat) geçilir. Ön tarafında sıra pencereler, arka tarafta ise genellikle bir sedir bulunur. Salonun sağında ve solunda bulunan odaların çoğunda Bursa kemerli şömine ve banyo bulunur. Rize merkezindeki Rize Müzesi ve Atatürk Evi’nde, Çamlıhemşin ve Fındıklı’da bulunan konaklarda da bu özellikler görülebilir. Çamlıhemşin’deki kesme taş konaklar arasında geçmişi 18 – 19. yüzyıla kadar uzanan yapılar bulunmaktadır. Fındıklı’daki dolgu taş evleri ise özellikle Çağlayan ve Aslandere Köylerinde bulunur. Başlıcaları;
-
Çamlıhemşin Atamanlar Konağı,
-
Çamlıhemşin Melikoğlu Konağı,
-
Çamlıhemşin Ahmet Bey Konağı,
-
Çamlıhemşin Reyhanlılar Konağı,
-
Fındıklı Alirıza Şişman Evi,
-
Fındıklı Cengiz Okman Evi,
-
Fındıklı Hasan Basri Orhan Evi,
-
Fındıklı Hurşit ve Şevket Bey Evi,
-
Fındıklı İhsan Oktay Evi,
-
Merkez Taviloğlu Konağı,
-
Merkez Tuzcuoğlu Evi,
-
Türütoğulları Evi,
-
Hacaloğlu Konağı,
-
Besim Tatar Evi,
-
Vural Özkaya Evi,
-
Mehmet Ali Terzi Evi,
-
Yeşilköy Müftü Konağı,
-
Molla Hasan Konağı,
-
Ali Bal Evi,
KALELER
Rize Kalesi: Kale, şehir merkezinin güneybatısında 480 m²lik bir alan üzerine kuruludur. İç ve aşağı kalelerden oluşur. İç kalenin I. Justinianus (MS 527 – 565) döneminde, aşağı kalenin ise 13. yüzyılda inşa edildiği düşünülmektedir. Kale çevresi, yapılan çevre düzenlemesiyle çay bahçesi olarak işletilmektedir. Kenti seyir için kent merkezindeki ideal noktalardan biridir.
Günümüzde kale dört bölümde incelenmektedir;
- İç Kale
- Aşağı Kale
- İç Kale ile Atatürk Caddesi arasındaki Dış Kale kalıntıları
- Eski SSK Hastanesinin doğusundaki surlar
1) Sur duvarlarını güçlendirmek için yapılmış destek kuleleri ve savunma amaçlı yapılmış savunma kuleleri mevcuttur. Savunma kuleleri sur duvarları ile bağlantılı yapılmış olup genelde yuvarlak formludur. Bu kuleler arasında belli mesafelerde kare ve dikdörtgen ile yuvarlak formlu destek kuleleri vardır. Bu destek kuleleri saldıran düşmana her yönden savunma imkânı vermek üzere dışa çıkıntılı olarak yapılmıştır.
2) Surların yıkılan kısımları üzerine betonarme olarak inşa edilmiş konutlar mevcuttur. Ayrıca surların izlenebilen bir kısmının üzerinden yol geçmektedir.
3) Kale ve sur yükseklikleri yaklaşık 2 m ile 20 cm arasında değişmektedir. Duvar kalınlıkları 2 – 3 metre civarındadır. Yapı malzemesi olarak yontu taş ve horasan harcı kullanılmıştır. Kalenin güneyinde yer alan ve 1989 yılında onarım gören bölümler ise düzgün yontu taşıdır.
Zil Kale: Bölgenin en dikkate değer eserlerinden birisidir. Kale 1. Derece Arkeolojik sit alanı içerisinde yer almaktadır. İlçe merkezinin 15 km güneyinde, Fırtına Deresi’nin batı yamaçları üzerine kuruludur. Kalenin üzerinde inşa edildiği sarp kaya kütlesi denizden 750 m, dere yatağından yaklaşık 100 m yüksekliktedir.
Kale; dış surlar, orta surlar ve iç kaleden meydana gelir. Dış kalenin kapısına kuzeybatı yönündeki patika bir yolla ulaşılır. Bir teras yardımıyla orta surlar seviyesine çıkılır. Buradan ikinci bir kapı yardımıyla kale içerisine girilir. Orta kale içerisinde üç önemli yapı bulunur. Bunlar muhafız binası, şapel ve baş kuledir. Kulenin dört katlı olduğu duvarlardaki hatıl izleri ve kiriş deliklerinden anlaşılmaktadır. Duvarlar üzerinde doğu (vadi, manzara) yönünde kemerli pencereler, diğer taraflarda mazgal delikleri bulunmaktadır. Kulenin üstünün dendanlı bir teras şeklinde olduğu belirlenmiştir.
Zil Kale, kentteki diğer Varoş Kale, Ciha Kale ve Kız Kaleleri gibi hem yörenin, hem de Bayburt’a ulaşan önemli bir ortaçağ kervan yolu üzerinde güvenliği sağlıyordu. Osmanlıların bölgeyi fethinden sonra kalenin kullanılmaya devam ettiği biliniyor. 2008 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından başlatılan bakım, onarım ve restorasyon çalışmaları tamamlanmıştır.
Ciha Kalesi: Hemşin Deresi’nin doğusunda bulunmaktadır. Dairesel bir plana sahiptir. Sur duvarlarının taş işçiliği muntazam değildir. Kalenin giriş kapısı kuzey doğusundadır ve iki kule ile desteklenmiştir. Ortada ise yine daire planlı bir kule daha vardır. Gözetleme ve haberleşmeyi sağlama amaçlı kullanıldığı düşünülmektedir.
Kız Kalesi: Pazar ilçe merkezinin batısında küçük bir yarımada üzerine kuruludur. Kayalık bir zemin üzerinde bulunan kalenin kara ile bağlantısı kesilmiş durumdadır. Duvarlarındaki muntazam taş işçiliği dikkat çekicidir. İnşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 13 veya 14. yüzyıllarda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Günümüzde tek bir gözetleme kulesiyle ayaktadır.
Kale-i Bala: Çamlıhemşin İlçe merkezine 40 km mesafedeki Kale Köyü sınırları içinde, Fırtına Deresi’ne hâkim bir noktada yer alır. Bazı kaynaklarda “Varoş Kale” adıyla da geçer. Zil kale ile topografyası ve duvar işçiliği açısından benzerlikler gösterir, bu nedenle aynı döneme ait olduğu düşünülür (14 – 15.yy). Kaçkarların Anadolu’ya geçit verdiği Başhemşin ve Tatos Geçidi’ne yakın konumdadır. Kalınlığı 50 cm ile 1 m arasında değişen sur duvarları büyük ölçüde tahrip olmuştur. Dikdörtgen planlı kale, sarp bir kayalık üzerine kuruludur. Yapının ortalama uzunluğu 70 m genişliği ise 25 metredir. Kale kapısı, kuzeybatı yönünde yer almaktadır. Aynı cephenin doğusunda bir kapı izi daha vardır. Duvar izlerinden batı kulelerinin varlığı anlaşılmaktadır. İç kısımda yer alan, doğu duvarına bitişik tonozlu mekân kalıntısının sarnıç olduğu düşünülmektedir.
CAMİLER
Rize merkezdeki İslam Paşa Camisi (Kurşunlu), Gülbahar Merkez Camisi, Şeyh Camisi ve Orta Cami gibi eserler bölgenin zengin mimari özelliklerinin etkisi altında kalmış ve mahalli özellikleri bünyesinde barındıran yapılardır. Yapı malzemesi olarak genellikle ahşap ve taş malzeme kullanılmıştır. İslam Paşa Camisi Osmanlı klasik devrine bir örnektir. Diğer camiler ise yakın zamanlarda onarım görmüştür. Bu camilerin 1910 – 1920’li yıllarda son cemaat yerlerinin üzerine bağdadi tarzda birer kat yapıldığı ve 1940 – 1950’li yıllarda bazılarının yuvarlak kemerli taşkın silmeli, barok özelliğinde yenilendiği görülmektedir. Bu mahalli barok etkiler, Kale Camisi ve Orta Cami’de kendini daha çok hissettirir. 1960’lı yıllarda kırma çatılı camilerin yıkılarak yerlerine taş ve beton malzemeyle kubbeli camilerin yapıldığı görülmektedir. Şehir merkezinde yapılan eski camilerden günümüze kadar gelebilen camilerin dış cepheleri taş malzemeyle, iç mekânları ise ahşap malzemeyle yapılmıştır. Oldukça küçük ölçekte yapılan bu camilerde süsleme özellikleri ve güzellik kaygısından çok ihtiyaçlar ön plana çıkmaktadır.
İlçe ve köylerdeki camiler Rize yöresinin dağınık yerleşme karakterine göre şekillenmişlerdir. Bu camiler bir ya da iki mahallenin ihtiyacı için yapılmış, oldukça küçük boyutta yapılardır. Camiler yapılırken konut mimarisinin genel özellikleri esas alınmıştır. Yapı malzemesi olarak ahşap ve taş malzeme kullanılmıştır. Çivisiz ahşap yığma tarzda görülmeye değer nadide örnekler de vardır. (Hemşin’deki Bilen Köyü Camisi, İkizdere’deki Hacı Şeyh Camisi ve Fındıklı’daki Meyveli Köyü Camisi) Bu camiler ahşap ustalığının önemli özelliklerini yansıtmaktadır. Eğimli araziye kuruldukları için hemen hemen hepsinde yüksek su basmanlar yer alır. Çamlıhemşin İlçesi’nde bulunan Aşağı Çamlıca Camisi’nde olduğu gibi bazılarında zemin kata medrese bölümü yerleştirilmiştir. Camilerin ön kısımlarında son cemaat yeri olmamakla beraber, namaz vakitlerinin beklenilmesi amacıyla sedirli bölümler vardır. Süsleme bakımından ahşap öğelerin ağır bastığı camilerin kapıları, mihrapları, minberleri, korkulukları ve tavanları ahşap oyma tekniğiyle bezelidir. Bilen Köy Camisi’nin kapı ve minberi üzerinde klasik geometrik süslemeler yüzeyleri kaplar. Minberin panolara ayrılarak, içlerine stilize vazoda çiçekler koyulan örnekleri Şimşirli, Tunca, Işıklı ve Aşağı Çamlıca Camileri’dir.
Büyük Gülbahar Sultan Camii: Rize Merkez’de yer alan ve aynı ismi taşıdığı mahallenin sınırları içerisinde olan Büyük Gülbahar Sultan Camii, şehrin eski ibadet mekânlarından biri de olsa sürekli onarıldığı için çok yeni ve sağlam durur. Bunun sebebi caminin birçok kez yıkılıp tekrar inşa edilmesidir. Büyük Gülbahar Sultan Camii’nin hangi yıl yapıldığı bilinmemektedir. Minareye son cemaat yerinden çıkılır ve minare batı kısımda yer alır. Caminin tamamı dikdörtgen planlıdır. Orijinal mimarisini kaybetmiş olan Büyük Gülbahar Sultan Camii, günümüzde ibadete açıktır.
İslampaşa Camii: İslampaşa Camii, il merkezinde bulunduğu için kolay bir ulaşım yoluna sahiptir. Aynı ismi taşıdığı İslampaşa Mahallesi’nde yer alır. 1571 yılında inşa edilmiş olan cami, Kurşunlu Camii olarak da adlandırılmaktadır. Banisi İskender Cafer Paşa’dır. İslampaşa Camii’nin yapımında moloz taş kullanılmış olup, mimarisi dikdörtgen planlıdır.
Şimşirli Köyü Camii: Rize – İkizdere’de bulunan Şimşirli Köyü Camii, bölgenin tarihi ibadet mekânlarından biridir. Şimşirli Köyü Camii’nin ilk yapım çalışmaları 1853 yılında başlamıştır. 1857 yılında ise Ahmet Usta tarafından inşa edilmiştir. Caminin inşaatı sırasında ahşap yığma tekniği kullanılmıştır. Mimarisi kare planlı olup, eğimli bir arazide bulunmaktadır. Engebeli bir noktada bulunması yüksek taş duvar kalıplarının kullanılmasını sağlamıştır. Şimşirli Köyü Camii’nin yakınında bir de medrese bulunmaktadır. Medrese de camiyle aynı yıl inşa edilmiştir.
Caferpaşa Câmii: Çayeli ilçesinde Rize Fâtihi Cafer Paşa tarafından 15. asırda yaptırılmıştır.
Seslikaya Köyü Câmii: Seslikaya köyünün merkezinde yer alır. Eser ahşap süslemelerin en güzel örneğidir. Yapı malzemesi muntazam yomutaş ve ahşaptır. Câmi 1801 senesinde yapılmıştır.
KİLİSELER
Ardeşen Kilisesi: Gürcüce adı Jibistasi olan, Ardeşen ilçesinde konumlanan ve günümüzde yıkık durumda olan bir Gürcü Ortodoks kilisesidir. Kilisenin Orta Çağ’da (Geç Bizans Dönemi) yapıldığı düşünülmektedir. Kilisenin mimari kanonu çok iyi incelenmiştir ve kilisenin mimarisi, Orta ve Geç Bizans dönemlerinin doğu koluna göre yapılmıştır. Planlama şemasına göre, benzer binalar tüm Doğu Karadeniz sahili boyunca bulunmaktadır.
Atina Kilisesi: 400 yıllık bir geçmişe sahip olan Atina Kilisesi Rize'nin Pazar ilçesine bağlı Ocak Köyü'nde yer alıyordu. Ancak 2013 yılında bulunduğu arsada payı olan Pazar Belediye başkanı tarafından konut yaptırabilmek amacıyla iş makineleri ile yıkılmıştır.
KÖPRÜLER
Rize'de akarsu vadilerini geçip konutlara, yaylalara ve tarım alanlarına ulaşım için çok sayıda köprü inşa edilmiştir. Bölgesel iklimin etkisiyle kısa sürede yıpranan köprüler sık onarım görmüşlerdir. İlk yapım tarihleri kesin olarak bilinmemektedir. Köprülerin tümü, akarsu yatağının iki yanında karşılıklı birer ayak üzerinde yükselen, yuvarlak ya da hafif sivri kemerli bir yay formuna sahiptir. İlkçağlardan itibaren farklı zaman ve mekânlarda farklı toplumlar tarafından kullanılan bu form su taşkınlarından korunmayı sağlamıştır. Tümü dikdörtgen planlıdır ve birçoğu tek ve yuvarlak kemerli iken basık veya hafif sivri olan örnekleri de vardır. Yükseklikleri kuruldukları vadinin derinliğine göre değişmektedir. 2 – 3 metreden 15 – 20 m yüksekliğe ulaşan köprüler bulunmaktadır. Uzunlukları ise vadilerin genişliğine göre 20 m ile 45 m arasında değişir. Köprü ayakları çift ya da tek yönde doğal kayalara oturtulmuş durumdadır. Köprü kemerleri düzgün kesme taştan, ayak ve diğer kısımları moloz taştan oluşur. Korkuluklar tek sıra taş olarak yapılmış olup, bazılarında sonradan eklenen demir korkuluklar vardır.
-
Mikron Köprüsü
-
Ortan Köprüsü
-
Şenyuva Köprüsü
-
Çat Köprüsü
-
Timisvat Köprüsü
-
Yeşiltepe (Kaptan Paşa) Köprüsü
-
Çağlayan Köprüsü
-
Gürgen (Kangeldibi) Köyü Köprüsü
-
Koca Köprü (Dörtgözlü Köprü)
-
Kantarlı Çamlıtepealtı Köprüsü
-
Levent Köprüsü
-
Diktaş Köprüsü
-
Dereköy Köprüsü
-
Suçatı 1 Köprüsü
-
Suçatı 2 Köprüsü
-
Suçatı 3 Köprüsü
-
Uğrak Köyü Köprüsü
-
Köşklü Köprüsü
-
Yalıköy Köprüsü
-
Kızıltoprak Köprüsü
-
Aslandere Köprüsü
ÇEŞMELER
Şehitler Çeşmesi: İslampaşa Mahallesi’nde eski Güneysu yolu üzerinde 1917 yılında yapılmıştır. Dairevi kemerli bir cepheye sahiptir. Tek lülelidir ve lülesi üzerinde taslığı vardır. Çeşme, 1916 yılında şehrin savunması sırasında şehit olan askerlerimizin gömüldüğü bir yerde yapılmıştır. İşgal sırasında Ruslar bu şehitlikten yol geçirmek için kazı yapınca şehitler buradan nakledilmiştir. Bu nakil sırasında şehit askerlerin çürümüş elbiselerinden çıkan paralarla halk bu çeşmeyi yaptırmıştır. Çeşmenin üzerinde Latin harfli kitabe metni ünlü şair Bayburtlu Hicrani tarafından yazılmıştır.
KAPLICA ve İÇMELER
Andan İçmeleri: İl merkezine 40 km mesafede Küçükçayır köyü yakınındadır. Konaklama tesisleri mevcut olan kaplıcanın suyu mide, barsak, karaciğer ve safrakesesi hastalıklarına ve şişmanlığa tavsiye edilmektedir.
Şimşirli İçmesi: İkizdere ilçesi yakınlarındadır. Tesisleri mevcut değildir. Suyu idrar söktürücüdür.
Ayder Kaplıcası: Çamlıhemşin ilçesinin Kaplıca köyündedir. Tesisleri mevcut olup, kaplıca suyu, mide, barsak, karaciğer ve safra yolu rahatsızlıklarına, rejime riayet etmek şartıyla şişmanlara tavsiye edilir.
Varda İçmesi: İştah açar, mide ağrılarına böbreklerdeki taşların düşmesine, romatizma ve bel ağrılarına iyi gelir.
MÜZELER
Rize Müzesi: Piriçelebi Mahallesi’nde bir 19. yüzyıl sivil mimari örneği olan “Sarı Ev” bugün kent müzesi durumundadır. Müzede arkeolojik eserler, sikkeler ve etnografik eserler sergilenmektedir. Yöresel mimari özelliklerinden biri olan müze binasının yapımında geleneksel yapı malzemeleri ve teknikleri kullanılmıştır. Günümüzde müzede çeşitli etnografik eserler ile vitrin teşhirleri yer almaktadır. Müzede 76 arkeolojik eser, 594 sikke, 1129 etnografik eser olmak üzere toplam 1799 eser sergilenmektedir.
Atatürk Evi Müzesi (Mehmet Mataracı Konağı): İl merkezinde, Müftü Mahallesi’nde yer alan yapı 1921 yılında yapılmıştır. İç sofalı plana sahip, üç katlı bir konaktır. Atatürk, 1924’te çıktığı yurt gezisi sırasında Rize’ye gelmiş, Mehmet Mataracı’nın misafiri olarak bu evde kalmıştır. Atatürk’ün doğumunun 100. yıldönümünde müzeye dönüştürülmesi için Mataracı Ailesi tarafından İl Özel İdaresi’ne bağışlanmıştır. Geçirdiği renovasyon sonrası bina 27.12.1985 tarihinde Rize Atatürk Evi Müzesi olarak hizmete açılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’e ait bazı eşyaların yanı sıra, bölgeden çıkarılan etnografik eserlerin de sergilendiği konağın kuzeyinde geniş bir bahçesi vardır.