top of page
duzce-banner.jpg

Düzce

Alışveriş
Konaklama
Ulaşım
İstatistikler
Galeri
Doğal Güzellikler
Yemek Kültürü
Eğlence Merkezleri
Sportif Faaliyetler
Folklorik Değerler

DÜZCE  TARİHİ YERLER

PRUSIAS AD HYPIUM ANTİK KENTİ

Düzce Merkeze bağlı Konuralp Mahallesinde yer alan Antik Şehrin tarihi, MÖ III. yy uzanmaktadır. Konuralp ilk olarak tarih sahnesine Hypios adı ile çıkıyor. Doğudan batıya uzanan, Küçük Melen ve Tabak Çayları yakınında, ovada son bulan bir tepenin üzerine kurulan kasabanın adı Hypios’dan sonra Kieros olarak anılmaya başlamış. Mariandynlere ve Herekleia Devleti’ne karşı harekete geçen Bithynler, kralları I. Prusias (MÖ 283 – MÖ 83)’ın eliyle Sangarios’un doğusundaki Kieros’u zapt ettiler. Buraya Bithyn kolonisi yerleştirerek kısa zamanda eskisine göre daha bayındır hale getiren I. Prusias, şehri birçok abidelerle süsledi ve tahkim ettirdikten sonra adını da değiştirdi. Böylece Kieros MÖ II.yy sonlarında tarih sahnesinden çekildi. Burası Kralın adına izafeten “Prusias” ismini aldı.

 

Antik Tiyatro; Halk arasında kırk basamaklar olarak bilinen Antik Tiyatro, Helenistik Çağ’da (MÖ 300 – 30) yapılmıştır. Eklemeleri Roma Dönemi’ne (MÖ 30 – MS 300) aittir. Prusias ad Hypium Antik Kent’inde bulunan ve iki kademeli olan tiyatronun sahne arkası duvarı ile ikinci kademenin oturma sıralarının bir bölümü günümüze ulaşmıştır. Ayrıca sağ ve soldan giriş çıkışları sağlayan tonozlu geçitleri de toprak üstündedir. Tiyatronun sahne arkası binasının uzunluğu 144 ayak, genişliği 48 ayaktır.

Tiyatronun birinci kademesinde oturma sıraları görünmüyorsa da yaklaşık 17 oturma sıralı bir boyuta sahiptir. Orta yoldan çok dik merdivenlerle bağlanan ikinci kademenin 15 sırası yerinde olmakla birlikte, aslında 4 sıralık daha yer vardır. Böylece tiyatro yaklaşık toplam 36 oturma sıralıdır. Işınsal yol kenarlarındaki sıra başlarına aslan pençeleri işlenmiştir. Işınsal yol basamakları ile süslemeleri Side Tiyatrosu'nda görüldüğü gibi uzunca tek bir taştan yapılmıştır. 5.978 m2 alana sahip, 100 metre uzunluğunda, 74 metre eninde bir alana yayılan tiyatronun kapasitesi yaklaşık 10.000 kişiliktir.

Kemerkasım Su Kemerleri; şehrin eski su tesisatından kalma 11 adet istinat ayağı günümüze kadar gelebilmiştir. Üzerinden geçen su kanallarını taşıdığı sanılan su kemeri, moloz taş ile yapılmıştır.

Atlı Kapı; birinci grup anıt eser olan Atlı Kapı ve uzantısı surlar, Prusias ad Hypium Antik Kent’inin giriş kapısıdır. Sur duvarları farklı dönemlerde onarım sırasında yazıtlı devşirme malzemeler kullanılmıştır. At kabartmalı kapı lentosu yerel kalker malzemeden yapılmıştır. Lento üzerinde at tasviri ve Grekçe bir yazıt bulunan bir Prusiaslı’nın annesine yaptırdığı mezar steli yer almaktadır.

Roma Köprüsü; köprü Roma Dönemi’ne aittir. Mevcut ölçüleri 4.80x30.25x3.17 metre, gerçek ölçüleri 4.80x39.20x3.17 metre ebatlarındadır. Özelliği hiç harç kullanılmadan beyaz mermer blokların bir araya getirilmesi ile yapılmış olmasıdır. 2010 yılında yapılan kurtarma kazısı neticesinde hazırlanan projesi ile restorasyonu gerçekleştirilecektir.

Batı Sur Duvarları; 4.70 m yüksekliğinde 118 m uzunluğundadır. Surun batı ucunda devşirme blok taşlar ile örülmüş giriş bulunmaktadır. Surlarda kesme blok taşlar kullanılmış ve harçsız olarak yapılmıştır. Sur duvarları Helenistik ve Roma Dönemlerine ait olmakla beraber Doğu Roma Dönemi’nde onarımlar sırasında devşirme olarak bomos ve diğer mimari parçalarda kullanılmıştır.

Düzce Konuralp Müzesi

Prusias ad Hypium Antik Kenti’nin zengin kültürel mirasını yaşatmak üzere kurulan müze, 2003 yılında ziyarete açılmıştır. 3 teşhir salonu, 1 laboratuvar, 2 depo, 1 konferans salonu ve idari bölümlerden oluşur. Müzede, 1.848 arkeolojik, 491 etnografik ve 3.898 sikke olmak üzere toplam 6.237 eser bulunmaktadır. 

 

Akçakoca Evleri

Akçakoca ilçesi ve köyleri sivil mimarinin güzel örneklerini barındırmaktadır. Yapılış dönemlerine ve köylerin yerleşimcilerinin kökenlerine göre bu yapılar farklı mimari özellikler taşımaktadırlar. Tarihi evlerin büyük bir kısmı, ilçenin en eski yerleşim yerlerinden biri olan ve bu tür evleriyle ünlü Yukarı Mahalle’de bulunmaktadır. 160 tarihi ev, sit alanı olarak koruma altına alınmıştır. Açık hava müzesini andıran sivil mimari örneği tarihi evlerin bir kısmı restore edilmiştir.

 
Yaklaşık 150 ila 200 yıl arasında geçmişe sahip olan bu evler, üç grupta toplanmaktadır. Birinci tip tarihi evlerin tek katlı ve dikdörtgen planlı olanlarının mutfakları geniş, odaları ise dardır. İkinci tip tarihi evler ise kareye yakın dikdörtgen planlı ve iki katlıdır. Çok sayıda ama dar pencerelere sahiptir. Taş temel üzerine ahşap, karkas ve bağdadi tarzda yapılmışlardır. Dış yüzeyin zemin katı sıvalı, üst katı ahşap kaplamadır. Geniş ahşap çardakları vardır. Daha yakın zamanda yapılmış olan üçüncü tip tarihi evlerin ise pencereleri geniş, tavan yükseklikleri ise daha azdır. Döşemeleri ve tavanları ahşap olan evlerin dış yüzeyleri sıvalıdır.

 

Ceneviz Kalesi

Düzce ili, Akçakoca ilçesinde Cenevizlerle özdeşleşmiş olan kale, ilçenin 2,5 km batısında, iki koy arasında bir falez üzerinde yapılmıştır. Kalenin güneyinde doğu-batı doğrultusunda surların ortasında yüksek bir kulesi, iç avluda bir su sarnıcı bulunmaktadır. Kalede kullanılan tuğla ve harç diğer Ceneviz Kalelerinde kullanılan tuğla ve harçla benzerlikler göstermektedir. 

Kalenin ne zaman yapıldığı kesin bilinmemekle beraber Karadeniz sahil liman kentleri arasındaki konumu itibariyle 13. yüzyılın başında Cenevizliler tarafından eklemeler yapılarak kullanılır hale getirildiği bir vakıa olduğundan kale Ceneviz Kalesi olarak bilinmektedir. Kale “Ceneviz Ticaret Yolu"nda Akdeniz’den Karadenize Kadar Kale ve Surlu Yerleşimleri” adıyla 15.04.2013 tarihi itibariyle UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne eklenmiştir.

CAMİLER

İl sınırları içerisinde, dini ve mimari açıdan önemi bulunan ve inanç turizmine yönelik birçok tarihi yapı, mezar ve türbe bulunmaktadır. Bunlardan farklı mimari teknikler kullanılarak inşa edilmiş çantı tipi Cuma Camileri en fazla dikkat çekenler arasındadır.

Genel olarak Manav Türklerinin yerleştiği köylerde bulunan çantı tipi camiler Düzce'nin Akçakoca ilçesindeki en eski dini mimari örneklerdir. 1323 tarihinden sonra yöreye yerleşen Türklerin ibadet etmek amacıyla merkezi bir köyde inşa ettiği camilerdir. Yakın çevredeki köyler Cuma namazı için bu camilerde toplanırlardı. Bu nedenle bu camiler genel olarak Cuma Camisi olarak adlandırılmıştır. Yörenin bol ağaçlı olması nedeniyle tamamen çantı tekniği kullanılarak ahşaptan çivi kullanılmadan, kütüklerin birbirine kertilmesiyle inşa edilen camilerdir.

Hemşin Köyü Camii: Çantı tipi camilere en iyi örneklerden biri Akçakoca’ya 15 km mesafede bulunan ve 1877 yılında Osmanlı – Rus Savaşı ardından Artvin’den gelen Hemşinlilerin kurduğu ve Hemşin köyünde bulunan Tarihi Hemşin Köyü Camii’dir. Birinci katında taş işçiliği örneği, ikinci katında ise çantı tekniği kullanılarak inşa edilen cami 150 yıla yaklaşan bir geçmişe sahiptir. Minaresinin de ahşap olduğu Hemşin Camii mihrap ve minberi, tavan işçiliği ile dikkat çekmektedir.

Orhan Gazi Camii: Osmanlı Devletinin kurucularından Orhan Gazi'nin gelip konakladığı (Miladi 1323) ve kendi adı ile anılan bir de cami yaptırdığı bilinmektedir. Sultan Orhan Camii Şerifi olarak kayıtlara geçmiş bulunan bu kültür mirasımız, 2007 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce restore edilerek, tekrar ibadet ve ziyarete açılmıştır. Bundan 687 yıl evvel çantı tekniği ile uzun kütüklerin birbirine geçirilmesiyle, çivisiz olarak inşa olunan, Tarihi Osmanlı Mescidinin kurulu bulunduğu alanda sarıklı mezar taşları da ayrıca dikkat çeker.

Ahşap mimaride tomrukların veya kerestelerin içine derin çentikler açılarak, çantı tekniği ile oluşturulan dörtgen kasnak, bir çeşit temel oluşturur. Temeli olmadan inşa edilen yapılar, iri taşların üzerine kasnakların yerleştirilmesiyle sağlamlaştırılır. Hiç çivi kullanılmaması, bu yapıların en büyük özelliği olarak biliniyor. Çantı yönteminde kerestelerin daha dayanıklı ve uzun ömürlü olması amacıyla çivi tercih edilmiyor.

Uğurlu Köyü Yeni Meze Camii: Tarihi Uğurlu Köyü Yeni Meze Camii, Akçakoca’ya 16 km mesafede bulunan Uğurlu köyünde bulunmaktadır. Taş işçiliğinin güzel bir örneği olan cami 1885 yılında inşa edilmiştir. İçinde Osmanlılardan kalma yazıların bulunduğu cami Düzce'nin önemli değerlerindendir. Bahçesinde bir de su kuyusu bulunan cami çevre düzenlemesiyle de huzurlu bir ortam sunmaktadır.

Sarıçökek Camii: Kaynaşlı ilçesi Sarıçökek köyünde bulunmaktadır. Orhan Gazi Dönemine ait olan cami, birinci grup anıt eser olarak tescil edilmiş, çantı tekniği kullanılarak yapılmıştır. 14. yy bir Cuma Camii’dir.

Akçakoca Merkez Camii: Akçakoca kent merkezinde sıra dışı görünümüyle dikkat çeken Merkez Camii, tek kubbe sistemiyle yapılan camilerin aksine çağdaş mimarisi ile dikkat çekiyor. Temeli 1989 yılında atılan ve 2004 yılında hizmete açılan caminin kubbe yüksekliği 31 m, minare yüksekliği ise 58 m’dir. Türk ve modern mimari sentezlerinin uygulandığı cami, Türkiye’de bu tarz mimari şekilde inşa edilen tek camidir. En belirgin mimari özelliği klasik tek çatı sistemi yerine Selçuklu Mimarisinde kullanılan sekizgen köşelerin üzerine oturtulmuş Türk otağ çadırından esinlenilmiş bir çatı sistemine sahip olmasıdır.

Cumayeri Yeni Camii: Cumayeri İlçesinde bulunan Cumayeri Yeni Camii, 1942 yılında inşa edilmiştir. Yöresel ahşap iç mimari özellikleri oldukça dikkat çekicidir. Orijinali dikdörtgen planlı olan cami, sonrasında kare planlı olarak yeniden inşa edilmiştir. Cumayeri Yeni Camii, ahşap iç mimari özellikleri nedeniyle Ankara Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu'nca tescillenmiştir. 

Büyük (Yeni) Camii: Düzce Merkezinde bulunan Büyük (Yeni) Camii, 1912 yılında dikdörtgen planlı olarak inşa edilmiştir. 1,10 m kalınlığındaki dış duvarları moloz taş köşeleri kesme taştan yapılmıştır. Alt katlarında doğu batı cephesindeki 1,40 m genişliğinde 3,42 m yüksekliğindeki 5 adet pencerelerin üstü yuvarlak kemerli olarak kesme taştan pervazlarla çevrilmiştir. Doğu batı yönlerinde camiye girişi sağlayan birer tane yuvarlak kemerli taş pervazlı tali kapı yerleştirilmiştir. Ana giriş kuzey cephesindedir. Kapının her iki üst köşesine birer rozet işlenmiştir. Kapının üst kemerine 1328 Hicri ( 1910 Miladi) tarihi yazılıdır. Caminin çatısı ahşap olup piramit şeklindedir. Üzeri İspanyol kiremitle kaplıdır. Caminin kuzey batı köşesinde tek şerefeli bir minaresi bulunmaktadır. Cami içyapısında 4 ayak üzerine orta da bir büyük kubbe, dört tarafında dikdörtgen tonozlu kubbelerle desteklenmiştir. Mihrabı alçıdan minberi ise ceviz ağacından panolar halinde geçmeli olarak yapılmıştır. 1999 depreminde yıkılan cami yerine 36,20x22,60 m ebatında dört kubbeli iki minareli olarak yapılarak ibadete açılmıştır. Yeniden yapılan cami özgün yapısını büyük ölçüde yitirmiştir. Dikdörtgen planlı mimari tarzına sahip olan cami 2470 m²’dir.

Tepeköy Camii: Düzce İli, Çilimli İlçesi, Tepeköy Köyünde bulunan cami, dikdörtgen planlı, ahşap çatkılı tuğla örgülü ve kırma çatılıdır. Cami yazıtında 1954 yılında yapıldığı belirtilmektedir. Caminin çinko kaplı minaresi bulunmaktadır. Caminin ahşap minber ve mihrabı yanında tavan ve balkon bölümünde ahşap işçiliği görülmektedir. Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tescil edilmiştir. 

Göktepe Köyü Camii: Akçakoca İlçesi Göktepe Köyünde 1932 yılında inşa edilen yapı ahşap konsolların yatay döşendiği zemin üzerine ahşap çatkı arası tuğla örgülü duvar tekniğinde inşa edilip üzeri sıvanmıştır. Caminin son cemaat mahalli tavan, taban döşemeleri ve minber ahşaptır. Taban göbeği ve minberi oyma tekniğinde, mihrap ve duvarlarında kabartma tekniğinde bitkisel bezemelere sahiptir. Minaresi bulunmayan cami kırma çatılıdır. Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tescil edilmiştir.

Eş Şeyh Aliyyü-l Müslahiddin Hazretleri, Oğulları ve Torunları Türbeleri: Rivayetlere göre (Hicri 862, MS 1484) senelerinde doğduğu ve Horasan’dan geldiği sanılmaktadır. Soy itibariyle Zeynel Abidin Oğullarından Bakir / Bakir’in oğlu, Yahya / Yahya’nın soyundan geldiği söylenmektedir.

Anadolu’ya gelerek Ankara’da Hacı Bayram Dergâhında ve İstanbul Fatih Külliyesi’nde ilim tahsilinde bulunan Aliyyü-l Müslahiddin Hazretleri, Kastamonu’da meftun bulunan Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleriyle tanışıp arkadaş olmuştur. (Hicri 904, MS 1526) senesinde İstanbul – Ankara yolculuğunda Bolu’nun Elmalık köyünden geçerken büyük İslam mutasavvıfı Halveti Tarikatı pirlerinden Şeyh Tokat-i Hazretlerinin dergâhına uğrayarak 12 sene kalıp Tokat-i Hazretlerine hizmette bulundukları rivayetler arasında yer almaktadır.

Sonra Şeyh Aliyyü-l Müslahiddin Hazretleri, irşat nasihadde bulunmak üzere Çilimli ilçesi Yukarı Karaköy’üne gönderilir. Buranın o günkü adı “Kokabelli” imiş. Bu mübarek zat uzun bir süre burada insanları Kur’an’a ve İslam’a davet etmiştir. Burada vefat etmiştir. Vefat ettiği yere türbesi yapılarak defnedilmiştir. 

Kutbu’l Aktab Halil Fevzi Hazretleri: Hacı Halil Fevzi Hazretleri Bulgaristan’ın Karnobat kazasında dünyaya gelmiştir. 1877 yılında on üç yaşındayken Türkiye’ye gelip Düzce Muhacir Taşköprü köyüne yerleşmiştir. On bir kardeşin en küçüğü olan H.Halil Fevzi Hazretleri yirmi dokuz yaşında İstanbul Fatih Medresesi’nde ilmini tamamlayıp müderris olmuştur. Aynı yıl Ramazan ayında Edirne Selimiye Camii’ne vaiz olarak görevlendirilmiştir. Bir yıl sonra hacca gitmiş, dönüşte Düzce’de kürsü vaizliğine atanmıştır. O zamanki Düzce Belediye Reisi Mahmut Ağa’nın kızı ile izdivaç etmiştir. Bu evlilikten dört çocuğu olmuştur. Daha sonra İstanbul Erenköy’de bulunan M.Esad Erbili Hazretlerine intisap etmiştir. Yetmiş iki gün sonra kendilerine irşat vazifesi verilmiştir. 1925’ten 1938 yılına kadar Düzce Büyük Camii kürsü vaizliğini sürdüren ve Altın Silsilesinin otuz dördüncü halkası olan Kutbul-Aktab Halil Fevzi Hazretleri 1938 yılında memleketin manevi irşadına başlamıştır. Nakşi ve Kadiri tasavvufu yolunda çok büyük hizmetleri olup, 29 Kasım 1950 yılında merhum M.Esat Efendi’nin halifeliğini yürütürken ahirete intikal etmiştir. Türbe Düzce Şehir Mezarlığı’nda bulunmaktadır.

Hafız Hasan Şen Efendi (Modern Anıt Mezar Yapısı): Hafız Hasan Şen Efendi 1894 yılında doğmuştur. Çilimli Fatih Medresesi’nde yapılan törenle hafızlık diplomasını almıştır. Mısır ve İstanbul tariklerini öğrenip 16 Temmuz 1943’de icazetname almıştır. 1945 – 1951 yıllarında fahri olarak, 1952 yılında asaleten Düzce Büyük Camii’ne tayin edilmiştir. 1945 yılı başlarında Merkez Kuran Kursu öğreticiliğini önce fahri olarak, 1946 yılında ise asaleten bu görevi yürütmüştür. Hafız Hasan Şen Efendi, 1982 yılında Kurban Bayramının birinci günü Düzce’de Kültür Mahallesindeki evinde vefat etmiştir. Kabri şuan, Düzce Merkez Azmimilli Mahallesinde bulunan Şehir Mezarlığındadır.

Hasan Dede Türbesi: Yaklaşık 300 yıl kadar önce Çilimli ilçesi Yukarı Karaköy’den gelen Hacı Kadir adlı bir şahsın buraya yerleşmesi sonucu kurulmuş olan köy ismini de bu şahıstan almıştır.

Rivayete göre; Hasan Dede, Hacı Kadir'in manda çobanlığını yapmıştır. Hacı Kadir'in Hacca gittiği bir zamanda hanımı Hasan'a "Ağan bu yemeği çok severdi" demiş. Hasan yemeği beze sarmış ve mandalarını da alarak kıra gitmiş. Hacı Kadir Hac'da namaz kılarken bu yemek önüne gelmiş. Hacı Kadir tabağının ve bezin kendilerine ait olduğunu anlamış. Hacı Kadir Hac'dan döndükten sonra hanımına yemek tabağını ve bezi göstererek "bu yemek önüme koyulduğunda buharları tütüyordu, bunu bana kim getirdi" demiş. Hanımı da yemeği Hasan'a yaptığını söylemiş.

Konuralp Türbesi: Düzce’ye bağlı Konuralp Mahallesi’nde bulunan türbe, 1323 yılında şehri Bizanslılardan alan Konur Alp’e aittir. Bugün yeni bir yapı gibi görünen türbenin içinde üç mezardan birinin de Konur Alp’in yakınlarından Ali Hamza’ya ait olduğu bilinmektedir.

Ahmet Dede Türbesi: Akçakoca ilçesinde bulunan Cumayanı piknik ve mesire alanı, Akçakoca’nın 3 km güneybatısında, Göktepe köyü sınırlarındadır. Asırlık ulu çınar ağaçları ve yanı başındaki akarsuyuyla dinlence yeridir. Piknik ve mesire alanı olarak düzenlenen bölge aynı zamanda Selçuklulardan kalma tarihi hamam kalıntısı, tarihi Evliya Camii ve Evliya Ahmet Dede Türbesi ile de dikkat çekmektedir. Yöre halkının dileklerinin kabul olması için buraya gelerek dua yaptıkları bilinmektedir.

Yabalı Dede Mehmet Efendi Türbesi: Efsanelere göre,  Pehlivanlar sülalesinden Reçber evladıymış. Çiftçilikle meşgul iken harman zamanı tınaz savurma esnasında sap yığınlarının arkasına dolanıp emrivaki bir anda 93 Harbine iştirak etmiş, orada görülmüştür. Türbenin yapılış tarihi 2003 yılıdır. Türbe, Düzce Merkez Darıcı Mahallesinde bulunmaktadır.

Yabalı Dede Türbesi: Rivayete göre Yabalı Dede olarak anılan bu zat, bir ağanın yanında çobanlık yaparmış. Ağa katıldığı savaşta cephede yanında çobanlık yapan bu zatı yabasıyla birlikte görür. Savaş esnasında çobanın yabasından kopan dişi gören ağa, bu dişi yanına alır. Savaş sonrasında köyüne dönen ağayı ahali tebrik eder. O da, asıl tebrik edilmesi gerekenin kendisi değil, yanında çobanlık yapan Yabalı Dede olarak anılan bu zat olduğunu söyler. Ağa, savaştan döndüğünde yanında getirdiği yabanın dişini, çobanın her zaman yanında bulundurduğu yabaya monte ettiğinde onun da bizzat savaşta olduğu ve onun katkılarıyla bu savaşın kazanıldığı anlaşılır. Bunun üzerine bu kişinin önemli bir zat olduğu ahali tarafından bilinmiş olur. Yabalı Dede “Benim elbisemi nerede görürseniz oraya beni defnedin.” der. Yine bir gün çobanlık yaparken, harman zamanı şu anda türbesinin olduğu alanda vefat eder. İlk zamanlar bu zat için yapılan türbenin üzeri sazlık iken, ilerleyen zamanda ahşaptan yapılmış, 1993-1995 yılları arasında betonarme yapı olarak genişletilerek ve düzenlemesi yapılarak bugünkü haline getirilmiştir.

Günümüzde türbenin bulunduğu alanda her yıl Hıdrellez etkinlikleri yapılmaktadır. Eskiden beri ihtiyaç duyulduğu zamanlarda yöre halkı türbenin bulunduğu alana yağmur duası için gitmektedir. Muradı olanlar da türbeye gidip istekle bulunmaktadırlar.

Türbeyle ilgili anlatılan çeşitli rivayetlerden bir tanesi de şöyledir: “Kıbrıs Harbi olduğu dönemde türbenin bulunduğu alandan havaya bir ateş topunun yükseldiği, bu ateş topunun savaşın bitiminde tekrar türbeye geri döndüğü” anlatılmaktadır. Türbe, Düzce Merkez Paşakonağı köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır.

Cabbar Nalbant Türbesi: Türbe, Düzce Merkez Nalbantoğlu Mahallesi Kalıcı Konutlar Bölgesinde bulunmaktadır.

Dede Koru Türbesi: Dede Koru Türbesi, Gümüşova Çaybükü köyünde bulunan piknik ve mesire alanı içerisindeki Çaybükü Camii arkasında bulunmaktadır. 

Turabi Hazretleri Türbesi: Türbe, Düzce Merkez Turaplar köyünde bulunmaktadır.

Ali Baba Türbesi: Ali Baba Türbesi Kaynaşlı İlçemiz sınırlarında bulunmaktadır.

ÇEŞME

Düzce İli, Akçakoca İlçesi, Osmaniye mahallesi, Başar sokakta yer alan tek mekanlı çeşme, Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 12.06.1995 yılında tescil edilmiştir. 20. yy ait çeşmenin  ön cephesinin  yanlarında birer sütunçe, sütunçe başlıklarında ikişer lale motifi yer almaktadır. Tek kurnalı çeşmenin alınlığındaki kitabede ’’Sahibül hayrat vel hasenat Islahiyeli Hacı Ahmed bin merhum Hacı Ahmed  İskender Hayratıdır. Sene 1327’’ yazısı bulunmaktadır.

HAN ve HAMAMLAR

Şemsi Paşa Hanı: Antik dönemden itibaren Anadolu'yu İstanbul'a bağlayan Bolu güzergâhlı yolların Düzce’den de geçmesi nedeniyle Kaynaşlı İlçesi Sarıçökek Köyünde Osmanlı İmparatorluğu klasik dönem üslubunu yansıtan dikdörtgen planlı Şemsi Paşa Hanı bulunmaktadır. 16.yy da İpek Yolu üzerinde Orhan Gazi Camii yanına yapılan han, kireç harçlı, almaşık duvar tekniğinde yapılmıştır. Şemsi Paşa Hanı, 25 x 50 m ölçülerindedir. Duvar kalınlığı 1m olan hanın zeminden 50 – 60 cm üzeri tamamen yıkılmıştır. Handan günümüze sadece duvar kalıntıları gelebilmiştir. Doğu batı doğrultusunda uzanan han duvarlarının kuzey duvarları payandalar ile desteklenmiştir. Kireç harçlı duvarlar almaşık duvar tekniğinde bir sıra tuğla, bir sıra taş ile yapılmıştır.

Kapkirli Hamamı: Düzce İli, Akçakoca İlçesinde 1922 yılında yapılan, 2 halvetli hamam 2.grup anıt eser olarak tescillidir. Hamamın özgün bölümleri günümüze gelebilmiştir. Giriş bölümü ve külhan bölümüne sonradan eklemeler yapılmıştır. Tipik 2 halvetli hamam yapısıdır. Ortası kubbeli enine sıcaklıklı ve çift halvetli plan tipi hamamın yüzölçümü 230,18 m2'dir.

Cumayanı Hamamı: Akçakoca Cumayanı Evliya Camii yanındaki hamam 16-19. yy arasında yaygın olarak inşa edilen çok kubbeli sıcaklıklı plan tipinde yapılmıştır. 8,50 x 11,70 m ölçülerindeki hamam kireç harç kullanılarak moloz taştan yapılmıştır. Üç kubbeli hamamın kubbelerinin tamamı yıkılmıştır. Hamamın soğukluk bölümünün temel kalıntıları görülebilmektedir.

bottom of page