Düzce
DÜZCE TARİHİ
Düzce’nin tarihini dört zaman dâhilinde inceleyebiliriz;
1- Bitinyalılar Devri:
Düzce'nin tarihi 14. yy’den daha gerisine dayanmamakla birlikte Prusias (Üskübü) mevcuttur. Düzce ise düz ve geniş bir ova, hatta bataklık halinde Bitinyalıların oturdukları yerlerin doğusunda kalıyordu. Ancak Düzce’nin 8 km kuzeyinde yer alan Konuralp kasabasının tarihi MÖ 3. yy'a kadar dayanmaktadır. Konuralp'in mevcut arkeolojik eserlerden saptandığı kadarıyla zengin bir tarihi vardır. Konuralp M.Ö. 74 yılına kadar Bilecik, Bolu, Kocaeli ve Sakarya şehirlerini kaplayan bir alanda hâkimiyet süren Bithynia Devleti'nin önemli şehirlerinden birisiydi ve adı da “Prusias Pros Hypios (Melen Kenarındaki Prusias)”dı. M.Ö. yılında kısa bir süre Pontus istilasına uğrayan şehir aynı yıl Roma hâkimiyetine girdi.
2- Roma ve Bizans Devri:
Prusias (Üskübü) ile birlikte Düzce Ovası'nda en iptidai bir halde iken Bitiuyoji Nikomed Romalılara vasiyet ederek ölüyor. III. Nikomedin oğlu Filmostan’dan sonra Bitinya tamamen Romalıların idaresi altında bir müddet kalıyor. Düzce’nin bu zamanki hali Bitinyalıların hâkimiyetine nazaran biraz gelişmeye başlamıştır. Bitinyalılar devrinde bataklık halinde bulunan Düzce Ovası Romalılar zamanında ıslah edilmek suretiyle ziraat için daha elverişli bir hale gelmiş ve yavaş yavaş iskân edilmeye başlanmıştır. Roma devrinde şehir Latin kültürünün tesiri altında kalmış adı da “Prusias ad Hypium” olarak değişti. Roma devrinde şehirde Hıristiyanlık hâkimiyeti hüküm sürmüştür. Roma İmparatorluğu ikiye bölününce şehir Doğu Roma İmparatorluğu’nun sınırları içinde kalmıştır.
Romalılardan sonra bu havali Bizanslıların hâkimiyetine geçmiş ve Düzce’nin gelişmesi, parlaması bu devrenin son zamanlarına rastlamıştır.
3- Osmanlılar Devri:
Osman Gazi'nin komutanlarından Konuralp Bey Düzce ve çevresini Osmanlı topraklarına katma emrini aldı. Bunun üzerine 1321-1323 yılları arasında bu yöredeki Bizans tekfurları ile yaptığı savaş sonunda DÜZBAZAR (Düzce Ovası)’ı ve Bizans Prusias'ını fethetti.
Düzce'nin ilk yöneticileri Konuralp Bey Sungur Bey Şemsi ve Gündüz Alp'tir.
14.yy.dan itibaren bu bölgeye Konuralp ili ve kısaca “Konrapa” denmiştir. Konrapa Bolu'nun fethinden sonra Bolu Sancağına bağlı bir nahiye haline geldi.
16.yy.ın ikinci yarısında Düzce kalabalık köyler tarafından “Pazar” mahali olarak seçilmiş ve o yüzdende ova ortasındaki köye “Düzce Pazarı” denilmiştir.
Düzce; Osmanlı İmparatorluğu döneminde donanmanın kereste gereksinimini karşılamada önemli bir rol oynamıştır. Ayrıca İstanbul'u Sivas ve Erzurum'a bağlayan yolun üzerinde olması Düzce'nin önemini arttırmıştır.
18. ve 19. yy.da Düzce ayanların kontrolü altında yaşamıştır.
Abdüllaziz ve Abdülmecit döneminde Kafkasya'dan Doğu Karadeniz'den Doğu Anadolu'dan ve Rumeli'den gelen göçmenler Düzce'nin nüfusunun artmasında ve şehrin büyümesinde önemli rol oynamışlardır. Hükümet yeni gelenlere ücretsiz toprak sağlamıştır. Düzce'ye göç eden Türkler; Çerkez, Abhaz, Laz, Gürcü, Ordulu, Hemşinli, Batumlu, Hopalı, Tatar, Boşnak, Arnavut ve Bulgaristanlı… gibi geldikleri yerlerin isimleri ile anılmışlardır.
Düzce'nin arz etmeye başladığı ticari önem karşısında Rum ve Ermenilerinde şehre yerleşmesiyle birlikte renkli bir sosyal yapı ortaya çıkmıştır.
2.Abdülhamit döneminde Düzce'ye bağlı 137 köy vardı ve 6618 hane ile 36.088 nüfus yaşıyordu. 1869 yılına kadar Düzce nahiye olarak Göynük'e bağlıydı. 1870 yılında kaza oldu ve Kastamonu vilayetinin Bolu Sancağı'na bağlandı.
Düzce'de yaşayan Abhazların ileri gelenlerinden Elbuz Bey ailesinden Behice Hanım saraya giderek 2. Abdulhamit'le evlendi.
1915 yılında hükümetin emriyle Düzce'deki Ermeni Mahallesi (İcadiye Mahallesi) boşaltıldı.
30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasıyla Fransız askerleri komşu kazalara kadar çıkartma yaptılar. Bu dönemde Bulgaristan göçmeni Nuri Bey Düzce Müdafa-i Hukuk Cemiyetini kurdu.
Milli Mücadele döneminde Düzce'de haraketli askeri ve siyasi gelişmeler yaşandı.
4- Cumhuriyet Devri:
Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Düzce ilçesi Bolu vilayetine bağlandı. Düzce'nin ilk Kaymakamı Midhad Kemal Bey'dir.
Cumhuriyet dönemi boyunca Düzce sanayi ve ticari alanda sürekli bir gelişme ve büyüme yaşamıştır. Düzce’nin güçlü ekonomik yapısının yanında sosyal faaliyetler alanında sürekli bir hareketlilik yaşanmaktadır. Bu özellikleri itibariyle Düzce tarih sayfasına 1950’den itibaren “İL” olarak geçme isteğinde bulunmuştur. Yıllar içerisinde Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi, büyük bir gelişme gösteren Düzce Türkiye’nin çok işlek ve zengin bir ilçesi oldu. D –100 ve TEM Otobanının geçmesi ile ulusal ve uluslararası boyutta gündeme geldi.
Düzce, 1944 Düzce Depremi, 1957 Abant Depremi, 1967 Adapazarı Depremi ve 17 Ağustos Körfez Depremlerinden büyük ölçüde etkilenmiştir. 12 Kasım Düzce Depremi ise şehri yerle bir etmiştir.
Deprem yaralarının daha kolay ve hızlı sarılabilmesi amacıyla Bakanlar Kurulu kararınca Düzce “Türkiye’nin 81. İLİ” olmuştur